Bunu konuşmuştuk. Ama başımıza geleceğini hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | وتحدثنا عن هذا، لكننا لم نظن أنه سيحدث لنا. |
Biteceğini hiç düşünmemiştik | Open Subtitles | لم نظن ان النهايه قادمه |
Eagle'ların bir şansı olduğunu hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | لم نظن أن " إيغلز " لديهم الفرصة |
Böyle demeye mi çalışıyorsun? Hayır, bazı şeyleri kontrol edemeyeceğimizi söylüyorum. Bazen yapabileceğimizi hiç düşünmediğimiz şeyleri yaparız. | Open Subtitles | لا ما أقوله هو أننا نستطيع فعل أشياء لم نظن أنه بمقدورنا فعلها |
Tatlım, burası döneceğini hiç düşünmediğimiz şansımız olabilir. | Open Subtitles | لكنى لم أفكر إنك من بين كل الناس عزيزتى , تلك من المحتمل فرصة لم نظن إننا سنحصل عليها |
Dedim ya bazen yapabileceğimizi hiç düşünmediğimiz şeyleri yaparız. | Open Subtitles | -قلت لك أحيانا نفعل أشياء لم نظن انه يمكننا فعلها |
Şey, bir başvuru formu doldurmuştuk, ama seçileceğimizi hiç düşünmedik. | Open Subtitles | , حسناً , لقد قدمنا بطلب لكن لم نظن أنهم سيختاروننا |
Arama ve yaraların ciddiyeti yüzünden şüpheli olabileceğini düşünmedik. | Open Subtitles | بين المكالمة الهاتفية و شدة جروحه لم نظن انه متهم ابدا |
Elimize böyle bir şans geçeceğini hiç düşünmemiştik ama sonra dostumuz Dale mükemmel bir fikir buluverdi. | Open Subtitles | ،لكننا لم نظن إننا سنحظى بالفرصة .لكن (ديل) راودته فكرة مذهلة |
Açıkçası, bu konuda bir şey yapacağını düşünmedik. | Open Subtitles | صدقاً، لم نظن أنّك ستفعل أيّ شيءٍ بشأن ذلك |
Sorun şu ki, küçük zararsız minik bir kız olabileceğini düşünmedik. | Open Subtitles | الأمر هو إننا لم نظن أنها تلك الفتاة الضئيلة لو علمنا لكنا طاردناك أنت |