Eğer bunu yapmazsak, hakettiğimiz bir nesil elde edeceğiz. | TED | إذا لم نفعل ذلك, سنحصل على الجيل الذي نستحق |
Danny üzgünüm, bunu yapmazsak adam her şeyini kaybedecek. | Open Subtitles | أنا آسف. لكن إذا لم نفعل ذلك سيفقد هذا الرجل كلّ شيء بسببنا. |
Çocukların küçüklüklerinden beri bunu yapmamıştık. | Open Subtitles | لم نفعل ذلك منذ كان الأطفال صغارًا |
Oh, bunu sevdim. Daha önce bunu yapmamıştık. | Open Subtitles | هذا جيد، لم نفعل ذلك من قبل |
Eğer bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك. |
Onu biz yazmadık. | Open Subtitles | لم نفعل ذلك. |
Eğer böyle olmasaydı bile, bunu biz yapmadık. Sen yaptın mı? | Open Subtitles | حتي وإن لم يكن ؛ لم نفعل ذلك ؛ هل فعلت ذلك ؟ |
Eğer bunu yapmazsak, bütün uygarlığımız 100 binlerce yıllık tarih sonsuza dek yok olacak. | Open Subtitles | فإذا لم نفعل ذلك فحضارتنا بأكملها مائة ألف سنة من التاريخ سوف تزول إلى الأبد |
Bu hayat ne kadar güzel olursa olsun bunu yapmazsak çok daha fazlasından vazgeçmiş olacağız. | Open Subtitles | برغم ملحمية هذه الحياة إلّا أنّنا سنتخلّى عمّا هو أعظم بكثير إذا لم نفعل ذلك. |
Şuan bunu yapmazsak başka bir şans yakalayamayabiliriz. | Open Subtitles | انظر ، إذا لم نفعل ذلك الآن فقد لا تسنح لنا فرصة أخرى قط |
- bunu yapmazsak ikimizi de bıçaklarlar ve bu sefer ana organları ıskalamazlar. | Open Subtitles | اذا لم نفعل ذلك ، سوف يقبضوا على كلينا وهذه المرة لن يضيعوا الأعضاء الرئيسية |
Sanat okulundan beri bunu yapmamıştık. | Open Subtitles | لم نفعل ذلك منذ كلية الفنون. |
Epeydir bunu yapmamıştık. | Open Subtitles | لم نفعل ذلك منذ مدة. |
Mitchersonlar'ın evinin dışında, park ettiğim kamyonda işi pişirerek bitti. Anladım. - Doğrusu, keşke bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | وانتهى الأمر بنا بالوقوف أمام منزل (ميتشرسنس) وتبادل القبل بالشاحنة بالحقيقة أتمنى بأننا لم نفعل ذلك. |
* Keşke bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | -ليتنا لم نفعل ذلك . |
Onu biz yazmadık. | Open Subtitles | لم نفعل ذلك. |
Sana söyledim, bunu biz yapmadık. | Open Subtitles | لقد أخبرتك مسبقاً بأننا لم نفعل ذلك |