"لم يتحرك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• hareket etmedi
• hareket etmiyordu
• Kıpırdamamış
• hareket etmemiş
• kıpırdamadı

Pencere açıktı, ama duman hareket etmedi.
النافذة كانت مفتوحة, ولكن الضباب لم يتحرك

hareket etmedi. Şimdi ağır topları Picton'a çevirelim.
لم يتحرك , الآن نحرك المدفعية الثقيلة ضد بيكتون

Çavuş, bu nakliye asansörü 20 dakikadır hareket etmedi.
أيها الرقيب، مصعد التحميل هذا لم يتحرك خلال عشرين دقيقة

Anatomi sinifimda seksi kadavralar oluyordu ama hiçbiri böyle hareket etmiyordu!
كان لدينا بعض الجثث الجميلة في حصة التشريح ولكن اي منهم لم يتحرك هكذا

Kimse hafifçe ayaklarını sürümek dışında hareket etmiyordu.
"لم يتحرك أحد إلا لأطلاق رجليه

Kıpırdamamış.
إنه لم يتحرك.

Küresel radar beş farklı fırtına gösteriyor bir tanesi 48 saattir hareket etmemiş.
أظنني وجدت شيئاً يرصد الرادار العالمي حالياً 5 أعاصير لم يتحرك أحدها منذ 48 ساعة

O şeylerden biriyle aramızda birkaç santim vardı ama kıpırdamadı bile.
كنت على بعد بوصات من أحدهم ذات مره و لم يتحرك

Çevrimiçi olduğundan beri yerinden hareket etmedi.
على الجانب الآخر لم يتحرك منذ دخوله الشبكة

hareket etmedi. Kendini sanki o sırta çiviledi.
لم يتحرك انه مسمر نفسه إلى تلاله

hareket etmedi. Ölü numarası yapıyor.
لا، إنه لم يتحرك الولد يتظاهر بالنوم

Şu ana kadar hiç hareket etmedi.
وحتى الآن، ويتكون انه لم يتحرك.

Telefon henüz kullanılmadı ve hareket etmedi.
ذلك الهاتف لم يستعمل و لم يتحرك

Omurgası kopmuş olsaydı, vurulduktan sonra, kurbanın niçin kımıldamadığını açıklardı, olay yerinde hiçbir, kan izine rastlamadık, çünkü O hareket etmedi.
، لو أنّه انقطع من شأن ذلك أن يفسر ، لم لم يتحرك الضحيّة بعد أن أُردي بالرصاص . والدليل على أنّه لم يتحرك أنّنا لم نجد آثاراً للدماء

Hayır. Öncesinde bile çocuğum hareket etmiyordu.
حتى قبل ذلك ابنى لم يتحرك

Diğer adam hareket etmiyordu.
ذلك الشخص لم يتحرك.

Adam hareket etmiyordu.
ذلك الشخص لم يتحرك.

hareket etmemiş. Sana doğru bilgi veriyorum.
إنه لم يتحرك , أنا أعطيك معلومات دقيقة

- Ne? Bölüm ajanı gibi hareket etmemiş.
"لم يتحرك كعميل للـ"شعبة"

Raylan, buraya son geldiğinde boyaların orada 5 dakika boyunca durmuştu. kıpırdamadı, sadece baktı.
آخر مرة جاء إلى هنا وقف معه طلاء لخمس دقائق لم يتحرك فقط بقي ينظر