Şah beni din değiştirmeye zorlamadı. Üstelik benim için bir tapınak inşa etti. | Open Subtitles | الامبراطور لم يجبرني على تغيير الديانه بل وجعل لي معبداً |
Saçtığı onca dehşete karşın en azından beni aranızda seçim yapmaya hiç zorlamadı. | Open Subtitles | ولكن لجميع الأخطار التي يعرضها ولجميع جرائمه، الشيء الوحيد الذي لم يجبرني عليه هو أن أختار بينه وبينك |
İlaçları almam için beni zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرني على تناوله |
Hayır, zorlamadı. Ödeme yapmadı. | Open Subtitles | لا أنه لم يجبرني ولم يدفع لي |
Hayır, zorlamadı aslında. | Open Subtitles | لا، لم يجبرني بل |
Kimse beni zorlamadı ya da tehdit etmedi. | Open Subtitles | لم يجبرني أحد أو يهددني. |
Kimse beni zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرني أحد |
Kimse zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرني أحد |
Beni zorlamadı. | Open Subtitles | لم يجبرني |