Başında durup saatlerce farklı kombinasyonlara bastım ama Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | جلست لعدة ساعات أضغط عل مختلف المجموعات, لكن لم يحدث شيء |
Bu iki hâl arasında Hiçbir şey olmadı mı yani? | Open Subtitles | وبعد لحظة تحاول خصي زميلك لم يحدث شيء بين اللحظتين؟ |
Fakat beni kiralayan kişi ortadan yok oldu ve Hiçbir şey olmadı! | Open Subtitles | ولكن الشخص الذي عينني أختفى ولكأنة لم يحدث شيئ ,لم يحدث شيء |
-Sakin ol hiç Bir şey olmadı. -Bir şey yapmadığın için henüz olmadı. | Open Subtitles | ـ على رسلك, لم يحدث شيء ـ أحياناً لا تستطيع الحول دون ذلك |
hiçbir şey olmamış gibi patronumla konuşacağım. Ve davete döneceğim. | Open Subtitles | ثم سأتحدث مع رئيسي كما لو أنه لم يحدث شيء وأعود للحفلة |
Onu biliyorsun... şüphecidir o, ama yıllardır burada Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أنت تعرفه أنت شكاك, لكن هنا لم يحدث شيء منذ سنيين. |
Hiçbir şey olmadı. Sadece aramızdakilerin bir yalan olduğunu duymaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لم يحدث شيء وأودّ إعلامك أن الوقت الذي أمضيته معها كان كذبة. |
dedi. Tabii ki, Hiçbir şey olmadı. Kimse bir şey yapmadı. | TED | وحتماً لم يحدث شيء من هذا القبيل .. لم يقم اي احد باي شيء |
Daktilonun önünde oturdum ve Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | جلست أمام الآلة الكاتبة لم يحدث شيء تماماً |
Restoranda Hiçbir şey olmadı, tamam mı? Şimdi uzaklaşın! | Open Subtitles | لم يحدث شيء في المطعم، حسنا، ودعاني وشأني |
- Julian, Hiçbir şey olmadı. - Yaptığın hiçbir şeyi duymak istemiyorum. | Open Subtitles | جوليان لم يحدث شيء لم أعتقد للحظة أنه حصل شيء |
Frenlere bastım, ama Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَدُوسُ على الكابحاتِ، لكن لم يحدث شيء. |
Akıllıca bir şey olmadığını biliyorum ve aptal olduğumu düşünüyorsun ama Hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أعرف بأنه لم يكن الشيء الأذكى لأفعله وتعتقد بأنني أحمق ولكن لم يحدث شيء |
Daha önce yaptığım şeyi denedim ama Hiçbir şey olmadı | Open Subtitles | حاولت أن أقوم بما قمت بها من قبل لكن لم يحدث شيء |
Bunlardan birinin neden olduğu sarılık dışında başka hiç Bir şey olmadı. | TED | لم يحدث شيء عدا أنى أصبت بالصفراء نتيجة أحد هذه الأشياء. |
Öyle olabilir, ama bu tür bir savaş partisini haklı çıkaracak Bir şey olmadı. | Open Subtitles | ذلك قد يكون لذا، لكن لم يحدث شيء لتبرير هذا النوعِ من حرب الاحزاب |
Buradaki ilk gecemde bana çıkmayı sorar gibi yapmıştı, ama hiç Bir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد طلب مني ان نخرج في اول ليلة لي في المدينة لكن لم يحدث شيء |
Ama o hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Belki de eşi Julia olduğu için. | Open Subtitles | لكنه تصرف وكأنة لم يحدث شيء ربما بسبب زوجته جوليا. |
Bu sabah hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitti. | Open Subtitles | طارتْ البابَ هذا الصباحِ مثل لم يحدث شيء. |
Gecenin bir yarısı beni evden çıkarıp, omzumda ağlayıp, sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ البُكاء على كتفِي ثمّ يَدّعي لم يحدث شيء. |
Ben öyle olduğuna emindim ama annen bir şey yok diyorsa o zaman sorun yok. | Open Subtitles | انا كنت متحير فعلا ولكن اذا امك قالت انه لم يحدث شيء اذا هذا جيد. |
Eve gidiyorum ve Hiçbir şey olmuyor Buna inanamıyorum. | Open Subtitles | في هذا المنزل لم يحدث شيء انا لااصدق هذا |
Hiçbir şey yaşanmamış gibi davranalım kolay olacaktır çünkü hiçbir şey yaşanmadı. | Open Subtitles | فلنتظاهر وكأنه لم يحدث شيء الأمر السهل، لأنه لم يحدث فعلاً |
Slaytlar. Gerçekten bir şey olmamış. | Open Subtitles | صور تسلط على الحائط إذاً فعلاً لم يحدث شيء |