| Daha önce menü tuşları yeşil olanını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت زرّ القائمة بلون أخضر من قبل |
| şehri bu kadar yüksekten hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت المدينة من هذا الارتفاع |
| Böyle utanç verici bir performans hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت أداء محرج كهذا. |
| Bunu daha önce görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت هذا |
| Bu çapta bir istila ve saldırganlığı daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت غزوا بهذا الحجم أو هذه العداوة |
| Garip, bu evin içini daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | أتعلم ، هذا أمر غريب لم يسبق أن رأيت داخل هذا البيت مسبقاً |
| Babamı daha önce bu şekilde davranırken hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت والدي يتصرف هكذا من قبل |
| Abimin projesini hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت مشروع أخي |
| Bu adamı daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت ذلك الرجل من قبل |
| Bu kutuyu daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت هذا في حياتي |
| Böylesini daha önce hiç görmedim! Marge Simpson duran taşı oynatmaya çalışıyor! | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت هذا ، (مارج) تحاول إعادة حركة الحجرة |