Çoğu taşradan geliyor, adı duyulmamış küçük kasabalardan. | Open Subtitles | معظمهم من الطبقات الفقيرة و يعيشون فى مدن مهملة لم يسمع بها أحد من قبل |
Ama duyulmamış olsalar bile gerçekler gerçeklerdir. | Open Subtitles | لكن الحقائق تبقى حقائق، حتى وإن كانت الحقيقة أنا الحقائق لم يسمع بها أبدا تقريبا. |
Bunun olmasına izin versem bile kimse adı duyulmamış bir kızın birkaç devlet bürokratıyla yaptığı tatlı kaçamakların yayınlanmasına 3 milyon dolar vermez. | Open Subtitles | ،حتى لو سمحت لذلك بالحدوث فإن 3 مليون$ لكتاب كتب من قبل فتاة لم يسمع بها أحد مفصلة مغامراتها الجنسية الصارخة |