Biraz kafamı dinlemek için bara indim. Fakat pek bir işe yaramadı. Ted... | Open Subtitles | قررت أن أذهب للحانة بحثاً عن الهدوء ولكن لم يفلح ذلك |
Senin yaptığın gibi nezaketle ilgili bir konuşma yapmakla tehdit ettim ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لقد هددته بأعطاه الخطاب ولكن لم يفلح ذلك |
Her ikisini de denemeye çalıştı ancak işe yaramadı. | Open Subtitles | قرر أن يفعل الأمرين ولكن لم يفلح ذلك |
Bunu yap, Sherlock ve eğer işe yaramazsa, uşağı dene. | Open Subtitles | كنت تفعل ذلك ، شيرلوك ، و إذا لم يفلح ذلك ، حاول رئيس الخدم. |
Bu da işe yaramazsa, o zaman sen de onun kıçını tekmelersin olur biter. | Open Subtitles | ولو لم يفلح ذلك ، عندئذٍ فقط اركلها في خصيتيها |
- İşe yaramazsa, tüm şehri yerle bir edecekler. | Open Subtitles | -يا للهول -لو لم يفلح ذلك سيسوّونالمدينةاللعينةبأسرها! |
Pekâlâ, bu işe yaramadı. | Open Subtitles | حسناً، لم يفلح ذلك. |
Ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لكن لم يفلح ذلك |
Haklıydın. İşe yaramadı. | Open Subtitles | كنت محقة، لم يفلح ذلك |
O da işe yaramadı. | Open Subtitles | لم يفلح ذلك أيضا |
İşe yaramadı. | Open Subtitles | حسنا ، لم يفلح ذلك |
İşe yaramadı. | Open Subtitles | لم يفلح ذلك |
İşe yaramadı. | Open Subtitles | لم يفلح ذلك. |
İşe yaramadı. | Open Subtitles | لم يفلح ذلك |
Dondurma da işe yaramazsa bu sorunu halledecektir. | Open Subtitles | حسناً ، إذا لم يفلح ذلك يجب أن تفلح هذه الخدعة |
Birkaç saatlik süreçte böyle gidip geleceğim ve eğer işe yaramazsa bu sefer kız senin gözünün önündeyken tekrardan yapacağız. | Open Subtitles | سأبقى أذهب و أعود بهذه الطريقة لمدة بعض ساعات و إذا لم يفلح ذلك, سنعيد ذلك من البداية مجددا. و لكن و هي أمامك. |
Yalan işe yaramazsa şiddet ve korkuya başvurur. | Open Subtitles | وإذا لم يفلح ذلك تلجأ إلى العنف والترويع |
Eğer bu işe yaramazsa etrafına daire şeklinde işe ve ateşe ver. | Open Subtitles | ان لم يفلح ذلك اصنع دائرة بالبول حولك واشعل النار |