Bu çok hoş. bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | ,هذا لطف منك لم يكن عليك فعل ذلك |
Çok tatlısın. bunu yapmak zorunda değildin. Sorun değil. | Open Subtitles | ,هذا لطف منك لم يكن عليك فعل ذلك |
Ama bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، لم يكن عليك فعل ذلك |
Bunu yapmamalıydın Blanche. Bu çok aptalca bir şeydi. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك كان شيئاً غبياً لتفعليه |
- Bunu yapmamalıydın. - Biliyorum. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك أعرف |
Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك |
Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك |
Almak zorunda değildin. | Open Subtitles | أوه ، نانسي لم يكن عليك فعل ذلك |
bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك |
bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك |
Biliyorsun, bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | أتعلم، لم يكن عليك فعل ذلك |
Gavin, bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | (جافن) لم يكن عليك فعل ذلك |
- Brody, bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك (برودي) |
Bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك. |
Bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك |
Bunu yapmamalıydın, Stengel. | Open Subtitles | (لم يكن عليك فعل ذلك يا (ستينجل |
Bunu yapmamalıydın, Ryan. | Open Subtitles | لم يكن عليك فعل ذلك يا (رايان). |
Aman Tanrım. Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | يا إلهي , لم يكن عليك فعل ذلك |
- Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | - هاك - لم يكن عليك فعل ذلك |
Michael Bunu yapmana gerek yoktu. Yapmaktan mutluluk duydum. | Open Subtitles | (مايكل)، لم يكن عليك فعل ذلك |