Şu virüsü yayma fikrin başka seçeneğin yoktu, değil mi? | Open Subtitles | خطتك لإطلاق ذلك الفيروس لم يكن لديك خيار آخر، صحيح؟ |
Çok kötü bir şey yapacaktı, seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد كان سيقوم بشيء مريع، لم يكن لديك خيار |
Torunumu kraliyete vermekten başka seçeneğin yoktu yani, öyle mi? | Open Subtitles | إذًا لم يكن لديك خيار سوى أن تسلم حفيدتي إلى العائلة الملكية؟ |
- Meşru müdafaydı. başka şansın yoktu. | Open Subtitles | كان دفاع عن النفس لم يكن لديك خيار |
Ölümcül güç kullanmaktan başka çaren yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار سوى أستخدام القوة المميتة |
- Başka seçeneğim yoktu! - Başka seçeneği yokmuş! | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار - هذا هراء بأنه لم يكن لديك خيار - |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار غير أن تفعل ذلك |
Sen de bununla yüzleştin. Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد تواجهت معها لم يكن لديك خيار |
Ne için başka seçeneğin yoktu? | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار آخر حول ماذا ؟ |
Başka seçeneğin yoktu. Yakınlık bizi öldürebilirdi. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار الجماعة كانت ستقتلنا |
- Başka seçeneğin yoktu. Kaderdi. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار لقد كان قدره |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Senin başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Başka bir seçeneğin yoktu ki. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار أخر |
Hiçbir seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار |
Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار آخر |
Sana inanıyorum tabii, başka şansın yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار بالطبع انا اصدقك |
Sana inanıyorum tabii, başka şansın yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار بالطبع انا اصدقك |
başka şansın yoktu. Ailemizi korumalıyız. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار كان عليك حماية عائلتنا |
- Onu öldürmekten başka çaren yoktu. - Ama onun vardı. | Open Subtitles | لم يكن لديك خيار سوى قتله - لقد كان لديه خيار معي - |
Başka seçeneği yokmuş! | Open Subtitles | هراء أن لم يكن لديك خيار |