Aslında o benim üvey kardeşim ve Josh'ın burada olmaması gerekiyordu sanırım. | Open Subtitles | بالواقع نحن اشقاء وجوش لم يكن من المفترض ان يكون هنا الان. |
İki genetik model olmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن يوجد نمطين مختلفين من الجينات |
Makyaj malzemeleriyle oynamamam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن ألعب بالماكياج الخاص بها. |
Olmaması lazımdı normalde ama evde durduramamışlar. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن يكون معهم، لكنه أبى البقاء في المنزل. |
Senin de o konuda yalan söylememen gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن من المفترض عليكي أن تكذبي بشأنه ايضاً,أليس كذالك؟ |
Kız kardeşim bir hastane yatağında öldü ve böyle olması gerekmiyordu. | Open Subtitles | اختي ماتت على سرير المستشفى ، و لم يكن من المفترض ان يحصل ذلك |
Aslında yollayamazdım da, çünkü bu işi yapmamam gerekiyordu. | Open Subtitles | في الواقع لم أستطع ,لأنه لم يكن من المفترض لي أن أسرق |
Tatlım özür dilerim. Bundan bahsetmemem gerekiyordu. | Open Subtitles | أوه، عزيزتي، أنا لم يكن من المفترض أن أذكر ذلك. |
Hemen düşmemem gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض ان اسقط مباشرة لقد كانوا واضحين جداً فى هذا الامر |
Bunun nedenini bulmaya çalışıyorum. - Bunun olmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا حقا أحاول الوصول الى نهاية هذا , لأن هذا لم يكن من المفترض أن يحدث |
Sorun ne, tatlım? Ona yardım etmemeniz gerekiyordu. | Open Subtitles | ما المشكلة , يا حبيبي لم يكن من المفترض أن تساعدوها |
"Benim gitmemi istiyor." "Karımın çocuğunun olmaması gerekiyordu." | Open Subtitles | يريدني أن أرحل لم يكن من المفترض أن تنجب زوجتي طفلا |
Bir şekilde o almak gerekiyordu bir önsezi var. | Open Subtitles | بطريقة ما أتتها رؤية لم يكن من المفترض أن تراها |
Onu kurtarmak gerekiyordu gerçeği kabul gerçekten zor bir zaman yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أمرّ بوقت سيء في تقبل أنه لم يكن من المفترض أن أنقذه |
Olduğunda sizin orada olmamanız gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكونوا هناك عندما حدث الأمر |
-Orada olmaman gerekiyordu. -Ama oradaydım. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكون هناك ولكننى كنت |
Dementor'ların içeri girmemesi gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن يدخل الحراس أرض الملعب |
Benim haberim olmadan onunla konuşmaman lazımdı. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض التحدث معها من دون علمي |
Garaja da giremiyor olması lazımdı. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض ان تتمكن من دخول المرآب ايضا |
Benim yanımda olması gerekirdi. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكون مع شخص آخر , كان من المفترض أن تكون معي أنا |
Benim yerim burası, o evde olmamam gerekirdi. | Open Subtitles | أنت تعلم ,أنه لم يكن من المفترض أن أكون هناك |
Aslında, bugün orada olmam gerekmiyordu. | Open Subtitles | في الوقع، لم يكن من المفترض تواجدي بهذه الغرفة اليوم |