- Anlattıkların saçmalık. bir şey yoktu ki. - Hadi. | Open Subtitles | لم تحضر لي سوى معلومات كاذبة لم يكن هناك شئ |
Ben büyürken heybetli bir iş adamı olmaktan daha iyi bir şey yoktu. | Open Subtitles | حينما كنت أكبر، لم يكن هناك شئ أفضل من تكون قطب تجارة كبير |
Karım öldüğünde, kimsenin söyleyebileceği bir şey yoktu. | Open Subtitles | . . عندما ماتت زوجتي , لم يكن هناك شئ يمكن لأحد قوله |
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Orada değilmişim gibi yaptım. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ يمكنني عمله لم يكن من المفترض أن أكون هناك |
Bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu, bu olmalıydı. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ نستطيع أن نفعله حيال ذلك .. لقد كان يجب ان يقع |
Başka bir şey yoktu, yani hatırlayabileceğim hiçbir şey. | Open Subtitles | ، لم يكن هناك شئ ، حسناً هذا ما أتذكره على الأقل |
Sesli mesajda işe yarar bir şey yoktu, ama arayanın konumunu buldum. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ مفيد فى البريد الصوتى ولكن لقد حددت موقع المتصل |
Ben bir şey yapmadım, ortada bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم أحصل على شئ لم يكن هناك شئ للحصول عليه |
Tüm zamanların en büyük bilimsel başarı için? Nitrotrinadium gibi bir şey yoktu | Open Subtitles | لاعظم الانجازات العلميه على مر العصور؟ لم يكن هناك شئ اسمه النيترو |
Hayatında müzik ve kibirden başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ في حياتك سوي الموسيقي، والغطرسة |
Ama yapacak başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | و لكن لم يكن هناك شئ آخر بأمكاني القيام به |
-Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ باستطاعتي ان افعلة |
Sistemlerinde alışılmadık bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ غريب في أجسادهن |
İlişkide başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ آخر في تلك العلاقة |
Kaçırdı onu. Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | أحاط الأمر بها لم يكن هناك شئ أفعله |
- Yapabileceğin bir şey yoktu. - Burada olmalıydım. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ لتفعله كان يجب ان اكون هنا . |
Şimdi, gerçek şu ki bu evin kapı tokmağında özel olan hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | صحيح أنه لم يكن هناك شئ مميز .. بخصوص سقاطة الباب |
Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Onu kurtarmayı denedim. Denedim. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ أفعله حاولت انقاذه، حاولت انقاذه |
Onun için, beklemekten başka, yapılabilecek hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ لفعله عدا الأنتظار |
Onun için, beklemekten başka, yapılabilecek hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ لفعله عدا الأنتظار |
O ana kadar yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Onun adı neydi? | Open Subtitles | أنذاك لم يكن هناك شئ نستطيع فعله |