Büyük olasılıkla bu işte yalnız çalışmıyordu. | Open Subtitles | ربما لم يكن يعمل وحده و الآخرون اعتقدوا انه تكلم. |
O günün uydu görüntülerine ihtiyacı var ve o gün hiç biri çalışmıyordu. | Open Subtitles | وهي في حاجة الى صور الأقمار الصناعية من ذلك اليوم، ولكن لم يكن يعمل أياً منها |
Seni aramaya çalıştım ama telefonum çalışmıyordu bardan da aradım ama o da çalışmıyordu. | Open Subtitles | حاولت ان اتصل بك ولكن هاتفي لم يكن يعمل ومن ثم حاولت ان اكلمك من البار 000 |
Seni aramaya çalıştım ama telefonum çalışmıyordu bardan da aradım ama o da çalışmıyordu. | Open Subtitles | حاولت ان اتصل بك ولكن هاتفي لم يكن يعمل ومن ثم حاولت ان اكلمك من البار 000 |
Vay canına, bu hiç çalışmamıştı. Sen gayet yeteneklisin. | Open Subtitles | أتعلم،هذا الشي لم يكن يعمل بالشكل الصحيح ،أنت جيد جداً |
Şaibeli yöntemler kullandıysa, özür dilerim ama o sırada benim için çalışmıyordu. | Open Subtitles | آسفة إن كانت أساليبه مشبوهة لكنه لم يكن يعمل لدي وقتها |
Dedemin evine düşündüğümüzden biraz geç vardık ve şarj aletim çalışmıyordu. | Open Subtitles | لقد وصلنّا إلى منزل جدي متأخرين أكثر مما كنّا نظن البارحة، وشاحن هاتفي لم يكن يعمل. |
En korkuncu da bu şey çalışmıyordu! | Open Subtitles | والجزء المرعب أكثر أن هذا الشيء لم يكن يعمل |
Bizim için çalışmıyordu. Başka birisi için çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يكن يعمل لحسابنا, كان يعمل لحساب شخصٌ أخر |
Şansına küs, teleivizyon biraz önce çalışmıyordu. | Open Subtitles | ربما لست محظوظًا. التلفاز لم يكن يعمل قبل دقيقة. |
- Günaydın. - Telefonun çalışmıyordu. | Open Subtitles | صباح الخير تليفونك لم يكن يعمل |
Sana ulaşmaya çalıştım ama telefonum çalışmıyordu. | Open Subtitles | حاولت الإتصال بك ولكن هاتفي لم يكن يعمل |
- Demek ki yalnız çalışmıyordu. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ لم يكن يعمل وحده. |
Otelde çalışmıyordu, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن يعمل بالفندق، أليس كذلك؟ |
Postada çalışmıyordu değil mi? | Open Subtitles | لم يكن يعمل بمكتب البريد , أليس كذلك ؟ |
Sizi dün aramıştım ama telesekreteriniz çalışmıyordu. | Open Subtitles | ...وقد اتصلت بك بالأمس ولكن بريدك الصوتي لم يكن يعمل |
Program çalışmıyordu, ben de düzeltmeye geldim. | Open Subtitles | البرنامج لم يكن يعمل لذا جئت لإصلاحه |
Zaten çalışmıyordu. | Open Subtitles | إنه لم يكن يعمل |
Bizim için çalışmıyordu. | Open Subtitles | أنه لم يكن يعمل لنا. |
Travis Henson bilardo salonunun müdavimiydi ancak orada çalışmamıştı. | Open Subtitles | ترافيس هينسون كان زبونا في قاعة البلياردو لكنه لم يكن يعمل هناك |
1956'da Disneyland'i açtıklarında hiçbir şey çalışmamıştı. | Open Subtitles | عندما فتحت "ديزنيلاند" عام 1956 لم يكن يعمل كل شىء كما يجب |