Henüz doku nakli için tahlil yaptırmayı kabul etmedi... çünkü bunun onu ilginin odak merkezi haline getireceğini biliyor. | Open Subtitles | لم يوافق على أن يتم فحصه لأجل عملية الزراعة لأنه يعلم أن هذا سيجعله مركز الاهتمام |
5 milyon dolara ya da fazlasına satarım diye. O. çocuğu kabul etmedi. | Open Subtitles | فبوسعي بيعها مقابل 5 مليون دولار أو ما شابه لكن الوغد لم يوافق على هذا |
Evet ve yargıç da kabul etmedi. | Open Subtitles | نعم ، لكن مقعد البدلاء لم يوافق على ذلك |
Hiçbir şeye razı olmaz. | Open Subtitles | لم يوافق على أي شيء. |
Hiçbir şeye razı olmaz. | Open Subtitles | لم يوافق على أي شيء. |
Sheldon Jane'in işlemini onaylamadı bununla ilgileniyormuş gibi yapma şey.. | Open Subtitles | شيلدون لم يوافق على عملية جين؟ لاتتظاهرا انك مهتم الآن |
Leonard Melissa ile ayrılmıştı evlenmesine onay vermedi. | Open Subtitles | (ليونارد) كان مبتعد عن (ميليسا)، لم يوافق على الزواج. |
- Zilliyet değişimini kabul etmedi herhalde. | Open Subtitles | أفترض أنه لم يوافق على تغيير الملكية |
Amcam hiçbir şeyi kabul etmedi. | Open Subtitles | عمي لم يوافق على شيء |
Hayranı değildi ama insanlara cazip gelebileceğini düşündü. Morten kabul etmedi. | Open Subtitles | لم يكن معجب, لكنه ظن بأنه سيجذب لاناس (مورتين) لم يوافق على ذلك |
kabul etmedi. | Open Subtitles | لم يوافق على ذلك |
Şimdiden iki milyon doları aştık, ve yönetim yeni bütçeyi hala onaylamadı. | Open Subtitles | نحن انفقنا مليونين دولار و الإستوديو لم يوافق على الميزانية الجديدة |
Âşık olduğum kızı onaylamadı. | Open Subtitles | لم يوافق على الفتاة التي أنا واقعٌ في حبها |
Babanız tiyatro kulübüme onay vermedi. | Open Subtitles | والدكم لم يوافق على مسرحيتي. |