Dr. Harbort burada, yarış boyunca John'un beynindeki elektriksel aktiviteyi takip edebilmemiz için elektrotlar yerleştirmekte. | TED | تقوم بوضع أقطاب على رأسه لنتمكّن من رصد النشاط الكهربائي في الدماغ جون وهو يتسابق حول المضمار. |
Çalışmak için dost olmak gerekmez. Tanıdık olmak yeter. | Open Subtitles | لا يجب عليك أن تكون لطيفاً لنتمكّن من العمل سويّا . المعرفة ستقوم بذلك. |
- Bilmiyorum. Biraz konuşmak için güvenli bir ev ayarladım. | Open Subtitles | دبّرتُ مكاناً آمناً لنتمكّن من سماع عرضه |
Konuşmak için güvenli bir yer ayarladım. | Open Subtitles | دبّرتُ مكاناً آمناً لنتمكّن من سماع عرضه |
Önemli bir kar karşılığında tabii. Ama bunu kendimiz de kullanabilmek için bir erişim geçişi bıraktık. | Open Subtitles | مُقابل أرباح مُفيدة، لكننا أبقينا باباً خلفياً كوسيلة لنتمكّن من إستخدامه بأنفسنا. |
Kapıya kısa devre yaptırmak için elektrik yükünü kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا إستخدام شاحن كهربائي لنتمكّن من تقصير دائرة قفل الباب |
Bunu yapmak için, kamera ve ekipmanları laparoskopi videosunda gördüğünüz gibi küçük bir tüp içinde biraraya getirmemiz gerekiyor. | TED | الآن , لنتمكّن من القيام بذلك, نحن بحاجة إلى أن نكون قادرين على الجمع بين آلة تصوير, والمعدّات, معا في أنبوب صغير , مثل ذلك الأنبوب الذي شاهدتموه في الفيديو تنظير البطن. |
Kaçabilmemiz için kendini feda etti. | Open Subtitles | لقد ضحّى بنفسه لنتمكّن من الهرب |
Kaburga kemiğinin kıkırdağını çıkartabilmek için, efendim. | Open Subtitles | لنتمكّن من حصد غضروف عظم ضلعها يا سيّدي |
Bir pasaporta ihtiyacımız var. Kayıt için bir pasaporta ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج الى جواز سفر لنتمكّن من الدخول |
Yağma'yı arayıp bizim için bir masa ayırmaları isteyim böylece birinci sınıf bir şekilde kutlarız. Ve yeniden bir araya gelme seksi için karbonhidrat yüklemesi olur. | Open Subtitles | سأتّصل بـ(بابلو) ليحضّر الطاولة لنتمكّن من الإحتفال على المودة، و لنحضّر لممارسة الجنس |
Her seyi düzeltmek için birlikte çalismaya-- | Open Subtitles | لنتمكّن من بدءِ العمل معاً لإصلاح... |
Her şeyi düzeltmek için birlikte çalışmaya-- | Open Subtitles | لنتمكّن من بدءِ العمل معاً، لإصلاح... |
Yardım olmaksızın Jack için o odayı yapmamız mümkün değildi. | Open Subtitles | من دون مُساعدة، لم نكن لنتمكّن أبداً من بناء هذه الغرفة لـ(جاك). |
Pan'ı yenebilmemiz için gereken bu kutuyu almamıza yardım ettiler. | Open Subtitles | ساعداها لإحضار هذا الصندوق لنتمكّن مِنْ هزيمة (بان) |