Bunlar da kardeşinin hala yaşıyor olabileceğine inanmamız için yeterli. | Open Subtitles | وهذا سبب كافٍ لنصدق أن أخيكِ ما زال حيّا يرزق |
İhanete uğramak onlar için sorun değil. | Open Subtitles | .بغض النظر عن صدق ذلك من عدمه، فقط لنصدق ذلك الآن |
Önemli olduğunu hissetmesi için onu ciddiye almamızı istiyor. | Open Subtitles | و يريدنا أن نتعامل معه بجدية, لنصدق أنه ذو أهمية |
Onları tanıdığınıza inanmak için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | ولدينا أسباب لنصدق أنك تعرفهم. |
Bazen inanmak için görmek gerekir. | Open Subtitles | في بعض الاحيان نحتاج ان نرى لنصدق |
Noel Kahn'ın A.D. olduğuna inanmak için her türlü sebebimiz var. | Open Subtitles | لدينا كل الاسباب لنصدق ان نول هو اي دي |
Ama iddia ettiklerine inanmak için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | ولكن لدينا سبب لنصدق إدعائاته |
Salem cadılarının ait oldukları yerin uçurumun dibi olduğuna inanmak için birçok sebebimiz var. | Open Subtitles | ...لدينا الكثير من الأسباب لنصدق أن الأنقاض هي الملاذ الأخير "لساحرات بلدة "سايلم |
- İHA pilotu Teğmen Tanner için burada olduğuna inanıyoruz ve hemen ona ulaşmamız gerek yoksa orada neler yapacağını Tanrı bilir. | Open Subtitles | لدينا اسباب لنصدق انه هنا من اجل الملازم (تانر)، قائد الطائرة الآلية ويجب علينا الوصول اليه الآن حالاً وإلا الله يعلم ما سيفعله هناك. |