Senin için öldürürüm ama iki arkadaşın arasına girmem. | Open Subtitles | قد أقتل لأجلك, لكن لن أتدخل بين صديقتين مقربتين |
Karı-koca tartışmasının arasına girmem. | Open Subtitles | لن أتدخل بين زوج وزوجة |
İyi deneme ama bu topa girmem. | Open Subtitles | محاولة جيدة لكنني لن أتدخل |
Ben karışmayacağım. Yardımcı olurum ama sadece sen istersen. | Open Subtitles | أنا لن أتدخل أنا سأساعد عندما تطلبين مساعدتى |
Belki sadece bileğine tokat yer ya da belki de on bin kez "İnsanların işlerine bir daha karışmayacağım" yazdırırlar. | Open Subtitles | ربما هي فقط , ستتلقى صفعة على معصمها أو يجبرونها على الكتابة ** أنا لن أتدخل شؤون البشريين مجدداً ** |
Ve söz veriyorum bir daha asla karışmayacağım sana. | Open Subtitles | واعدك نهائياً و أبداً بأنن لن أتدخل مجدداً |
Senin ne görünüşüne nede tarzına karışmıyorum. | Open Subtitles | لن أتدخل في صورتك أو صوتك. |
Ben konuşmaya karışmıyorum. | Open Subtitles | لن أتدخل في هذه المناقشة |
Jack, silah almazsam, girmem. | Open Subtitles | جاك)، لو لم أحصل على مسدس، لن أتدخل) |
Tatlım, bu olaya karışmayacağım. | Open Subtitles | عزيزي.. لن أتدخل في نصف كل هذه المشاكل بينكما |
Bu işe karışmayacağım. Demek ki bir şey söyledi. | Open Subtitles | . لن أتدخل . هذا يعنى أنه قال شيئاً |
Bu gençlik gönül işlerine karışmayacağım. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | . لن أتدخل فى مرحلة الرومانسية المراهقة |
Merak etmesinler, bir daha hayatlarına karışmayacağım. | Open Subtitles | حسناً اخبريهم بألا يقلقوا أنا لن أتدخل في حياتهم بعد الآن . |
Bak hayatım, ben ilişkinize karışmayacağım. Yapma ya! Küçük bir iyilik istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، عزيزي ، لن أتدخل في علاقتك - بالله عليكِ إنه معروف صغير - |
Ben karışmıyorum. | Open Subtitles | لن أتدخل بينكما |
- Lena. - Ben karışmıyorum. | Open Subtitles | (لينا) - لن أتدخل - |