Bize karşı gelirsen, onu kullanmaya tereddüt etmem. Tamamen. | Open Subtitles | إذا أصررتِ على عصياننا، لن أتردد في إستعماله بالكامل |
Seni izliyor olacağım ve eğer yanlış bir şey yaparsan tekrar ortaya çıkıp seni görevden almakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | سأراقبك. وإن أخطأت، لن أتردد في الظهور وإزالتك من منصبك. |
Cehennem ateşi füzeleri. Kullanmaktan tereddüt etmem. - Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | فالطائرة مزودة بصاروخين حارقين لن أتردد في استعمالهما |
Eğer gerekirse rezillik çıkarmaktan da çekinmem. | Open Subtitles | لن أتردد في إحداث فضيحة إن كان هذا ما عليّ أن أفعله |
Çıkamazsanız ve gerçekten isyan korkusu yaşıyorsanız ülkede düzeni sağlamak adına ordunun tüm imkânlarını kullanmaktan çekinmem. | Open Subtitles | أن لم تستطيعوا و تخافون حقاً من أعمال الشغب انا لن أتردد في أستخدام قوتنا المسلحة بشكل كامل للحفاظ على النظام في هذه البلاد. |
Ben ise asla tereddüt etmem. | Open Subtitles | لكن من جانب آخر، لن أتردد في ذلك |
Sizi öldürmeye tereddüt etmem. | Open Subtitles | أنا سوف لن أتردد في قتلكم. |
O yüzden hayatını almaya da hiç tereddüt etmem! | Open Subtitles | و لن أتردد في أخذ حياتك |
Bu çocuğu öldürmek için hiç tereddüt etmem! | Open Subtitles | لن أتردد في قتله |
Sizi de öldürmekten çekinmem. | Open Subtitles | و لن أتردد في قتلك |
Yoksa Bay Barrow'a gitmekten çekinmem. | Open Subtitles | أو لن أتردد في اعلام "سيد "بارو |
En ufak bir zarar görecek, korkacak ya da onu rahatsız edecek bir şey olursa Sosyal Hizmetler'i aramaktan çekinmem. | Open Subtitles | وإن أصابها أيّ مكروه، أو أخافها شيء أو حتى تمّت مضايقتها... لن أتردد في إبلاغ مصلحة (الخدمات الاجتماعية) |