Böyle kendini kaybetmiş bir durumdayken seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم معك حتى تصبح تتمكن السيطرة على هذا الموقف. |
Ne yazdığını görene kadar seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم معك , حتى أرى ما كتبته حتى الأن |
Herhangi birimiz yanmadıkça seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، إلا إذا كانت إحدانا تحترق بالنار . مازلت لن أتكلم معك ، ليلة سعيدة |
Örümceklerden korktuğumu birine söylersen bir daha seninle konuşmam. | Open Subtitles | إذا أخبرت أحدا عن أنى أخاف من العناكب، و لن أتكلم معك أبدا مرة أخرى. |
Ivan burada bir olay çıkartırsan Tanrı'ya yemin ederim yaşadığım sürece bir daha seninle konuşmam? | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تخلق شجار يا إيفان... أقسم بالله أني لن أتكلم معك ثانية بقية حياتي,حسنا؟ |
seninle konuşmayacağım. Sen polissin. Rodney King'i dövenlerden. | Open Subtitles | لن أتكلم معك , أنت من الشرطــة أنت من إعتديت على " رودني كينج |
Tamam benimle konuşmayacaksan ben de seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | حسناً، أنت لن تتكلم معي لن أتكلم معك |
Artık seninle konuşmayacağım! | Open Subtitles | لن أتكلم معك ثانيةً |
Hayır, seninle konuşmayacağım! | Open Subtitles | لا لن أتكلم معك. |
Hayatta kalırsam Hooten bir daha seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | (أذا خرجت حية ، (هوتين لن أتكلم معك مرة أخرى |
Ben seninle konuşmam. | Open Subtitles | -لا لن أتكلم معك |