Bu mahalledeki atmosferi iyileştirmek için restoranda öğlen yemeği istiyorsan, hayır demem. | Open Subtitles | لو تريدين أن تتناولين الغداء في مطعم ما لتحسين الغلاف الجوي في هذا الحي لن أرفض هذا |
Bu mahalledeki atmosferi iyileştirmek için restoranda öğlen yemeği istiyorsan, hayır demem. | Open Subtitles | لو تريدين أن تتناولين الغداء في مطعم ما لتحسين الغلاف الجوي في هذا الحي لن أرفض هذا |
- Ve, diğer işlerimi halledene kadar güzel bir villanın rahatlığına hayır demem. | Open Subtitles | . ؟ و أنا لن أرفض وسائل الراحة من الفيلا المُجهزة حتي أحَضر تجهيزات أخري ؟ |
# Seçtim reddedemeyeceğini ve söyledim çırılçıplak. # | Open Subtitles | لذا قررت أني لن أرفض و سأغنيها و أنا عارِ |
# Seçtim reddedemeyeceğini ve söyledim çırılçıplak. # | Open Subtitles | لذا قررت أني لن أرفض و سأغني هذه الأغنية و أنا عارِ |
Yine de biraz brownie teklif etseydin hayır demezdim. | Open Subtitles | بأي حال، لو عرضت علي حلوى لن أرفض |
Biraz şaraba da hayır demem. | Open Subtitles | لن أرفض بعض النبيذ |
Havaalanına kadar götürmenize hayır demem. | Open Subtitles | لن أرفض توصيلة للمطار. |
Bir duşa hayır demem. | Open Subtitles | لن أرفض الحمّام الدافئ |
Asla hayır demem. | Open Subtitles | لن أرفض هذا العرض |
Tabii senin ellerinden bir viskiye hayır demem. | Open Subtitles | لكنني لن أرفض شرابًا من يدك. |
Yani Bach, Simpson değil. Sanırım ikisine de hayır demem. | Open Subtitles | (إذا أنت تحب الممثلة (باك) وليس (سيمبسون (الممثلة التي تلعب دور (دايزي ديوك أظن أني لن أرفض أيًا منهما |
Bir elma birasına hayır demem. | Open Subtitles | "لن أرفض "الآبلتيني |
Diskoya asla hayır demem. | Open Subtitles | أنا لن أرفض "الديسكو" أبدًا |
"Hayır" demem. | Open Subtitles | لن أرفض |
Federallerin ödediği maaşa hayır demezdim. | Open Subtitles | لن أرفض شيك أجر من الفيدراليين. |
Ben de oradaki düz ekran tv'lere hayır demezdim. | Open Subtitles | لن أرفض بعض تلك الشاشات المسطحة. |