Ama aklımı veremiyorum bile. | Open Subtitles | لكنني لن أفكّر حتى بشأن ذلك |
Ama aklımı veremiyorum bile. | Open Subtitles | لكنني لن أفكّر حتى بشأن ذلك |
Neyse ki burada kalırken bunları düşünmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل بينما هي تعيش هنا، لن أفكّر بشأن ذلك |
Birlikte yapmak için fırsat bulamadığımız hiçbir şeyi düşünmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفكّر في كافّة الأشياء التي لم تتسنَّ لنا فرصة لفعلها معًا. |
Bu, artık seni düşünmeyeceğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لا يعني هذا أنني لن أفكّر بكَ ثانية. |
düşünmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفكّر في ذلك! |
- düşünmeyeceğim! | Open Subtitles | كلاّ، لن أفكّر - |
Öyle düşünmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أفكّر هكذا |