Bunu, Parklar Bölümünde çalıştığım için söylemiyorum, ama o parkın planlaması bütçelendirilmesi ve inşası bize ait. | Open Subtitles | هذا صحيح، لن أقول ذلك لأنني أعمل في قسم المنتزهات ولكن لأننا خططنا، وأنفقنا وبنينا ذلك المنتزه |
Jake'in seni aldatacağını söylemiyorum ama aldatmayacağını da söylemiyorum. | Open Subtitles | ,ليس مقصدي من هذا الكلام بأن (جايك) على حافة خيانتك ولكنيّ لن أقول ذلك |
Ben tam olarak öyle demezdim Bay Ackerman. | Open Subtitles | حسنا، أنا لن أقول ذلك بالضبط، سيد (أكرمان) |
Ben öyle demezdim. | Open Subtitles | أوه، لن أقول ذلك. |
Ben böyle demezdim. | Open Subtitles | حسنا ، لن أقول ذلك |
- Ben böyle demezdim. - Özür dilerim. | Open Subtitles | - حسنا، لن أقول ذلك. |
Paul, şu anda geldiğimiz noktada sanırım "Kapım her zaman açık" demem gerekiyor ama bunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | يا بول، هذه اللحظة التي من المفترض أن أقول لك "بابي مفتوح دائماً" لكنني لن أقول ذلك |
Bu benim sana kapım her zaman açık diyeceğim an ama bunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | هذه هي اللحظة التي يُفترض ...بي القول عندها أن بابي مفتوح دائماً، ولكن لن أقول ذلك |
- Tamam, söylemiyorum. | Open Subtitles | -حسناً لن أقول ذلك |
- Onu söylemiyorum. - Ne? | Open Subtitles | لن أقول ذلك - ماذا ؟ |
Ben olsam öyle demezdim. | Open Subtitles | أنا لن أقول ذلك ؟ |
Ben olsam öyle demezdim. | Open Subtitles | أجل، لن أقول ذلك. |
Ben öyle demezdim. | Open Subtitles | اه، وأنا لن أقول ذلك |
Bu benim sana kapım her zaman açık diyeceğim an ama bunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | هذه هي النقطة التي أنا من المفترض أن أقول أن بابي مفتوح دائما, لكن... لكني لن أقول ذلك. |
"Hoş geldiniz" diyemeyeceğim. Ben sadece bunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقول "على الرحب والسعة" لن أقول ذلك فحسب |
Hayır bunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لا ، لن أقول ذلك |