Sana haberlerim var çocuklarimi almiyorsun ahlaksiz kari. | Open Subtitles | لدي أخبار لك، لن تأخذي أطفالي ايها العاهرة |
Sana haberlerim var cocuklarimi almiyorsun ahlaksiz kari. | Open Subtitles | لدي أخبار لك، لن تأخذي أطفالي ايها العاهرة |
Daniel'ı bir daha asla benden alamazsın! | Open Subtitles | لن تأخذي دانيال بعيدا عني مجددا على الإطلاق |
Bunu benden alamazsın. İzin vermem. | Open Subtitles | انت لن تأخذي ذلك بعيدا عنني انا لن اقبل به |
Dikenli telli bayanı benden almayacaksın değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لن تأخذي منّي حالة السيدة صاحبة الأسلاك الشائكة ، أليس كذلك ؟ |
Soyadımı almayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن تأخذي أسم عائلتي، أليس كذلك؟ |
Çocukluğumuzdan beri neyi sevdiysem elimden almaya çalıştın. Ama eski kocamı elimden alamayacaksın. | Open Subtitles | منذ أن كنا أطفال وكل شيء أحبه تأخذيه ولكنكِ لن تأخذي زوجي السابق |
Tacımı alabilirsiniz, ama Carter'ınkini alamazsınız. | Open Subtitles | خذي بضاعتي لكنك لن تأخذي تاج كارتر انها لا تشكل تهديدا لك تشيلزا |
Çocuklarimi almiyorsun tatlim, duydun mu? | Open Subtitles | لن تأخذي أطفالي يا عزيزتي هل تسمعيني؟ |
cocuklarimi almiyorsun tatlim, duydun mu? | Open Subtitles | لن تأخذي أطفالي يا عزيزتي هل تسمعيني؟ |
Çocuklarimi almiyorsun lan, duydun mu amina koydugum? | Open Subtitles | لن تأخذي اطفالي أتسمعيني؟ |
Amina koyayim senin! Çocuklarimi almiyorsun lan. | Open Subtitles | تباً لك لن تأخذي أطفال |
Ama çocukları alamazsın. | Open Subtitles | ولكنك لن تأخذي الأطفال. سيعودون معي إلى بلدي |
Donna kadına dedi ki: Kim olduğun umurumda değil greyfurtumu alamazsın. | Open Subtitles | دونا تقول لتلك الإمرأة ، أنا لا أَهتمُّ مَنْ أنت لن تأخذي مني الجريب فروت |
Silahımı alamazsın. | Open Subtitles | لن تأخذي مني سلاحي |
Silahımı alamazsın. | Open Subtitles | لن تأخذي مني سلاحي |
- Çocuklarımı almayacaksın! - Onlar benim de çocuklarım. | Open Subtitles | لن تأخذي أولادي - إنهم أولادي أيضاً - |
Onun kanını almayacaksın. | Open Subtitles | لن تأخذي عينة دماء منها |
Ben Paris'e gidiyorum. İşimi almayacaksın. | Open Subtitles | لن تأخذي وظيفتي. |
Peynir dükkanını aldın, evi aldın, oğlumu da alamayacaksın. | Open Subtitles | أخذتِ متجر الجبن وهذا المنزل، لن تأخذي ابني |
Uydu antenimi alamazsınız! | Open Subtitles | لن تأخذي طبقي الفضائي |
Güzel ama Milhouse'u götüremezsin. Çocuğumu ziyaret etme hakkım var. | Open Subtitles | " حسناً لكنك لن تأخذي " ميلهاوس لدي حقوق زيارة |
Devenin nalı artık! Her şeyini götürmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تباً، لن تأخذي كل ملابسك صحيح |