Ya her senti verirsin ya da buradan çıkamazsın. Taşımaları gerekir. | Open Subtitles | كل سنت تدين به لنا وإلا لن تخرج من هنا على قدميك سنضطر إلى حملك |
Beni hatırladın mı? Avukatsız, bu dudaklardan bir kelime daha Çıkmayacak. | Open Subtitles | لن تخرج كلمة واحدة من هذه الشفاه بدون محامٍ ، حسناً؟ |
- Bu hantal herifleri değiştir. - Bir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | اعطي الفكة الى عامل التنظيف - لا، أنت لن تخرج. |
Hiçbir nedenle bir başına çıkmayacaksın, Yarasa Mağarası bilgisayarına yaklaşmayacaksın ve göz önüne çıkmayacaksın. | Open Subtitles | لن تخرج بمفردك لأي سبب وستبتعدعنحاسوبالكهف.. وستتوارى عن الأنظار، هل فهمت؟ |
Bir aydır ona takmaya çalışıyorum. Ama benimle yalnız dışarı çıkmıyor. | Open Subtitles | كنت أحاول مواعدتها منذ شهر لن تخرج معي وحدي |
Krallar arasındaki bir kavgaya karışırsan sen bile yara almadan kurtulamazsın. | Open Subtitles | إذا قاطعت معركة بين ملكين حتى أنت لن تخرج سالما |
İşte seninle asla Çıkmayacak bir başka kız daha. | Open Subtitles | هذه فتاة أخرى لن تخرج معك |
Aman Tanrım, oğlum, bir daha dışarı çıkamayacaksın. | Open Subtitles | يالهى يا بنى , لن تخرج مجدداً أبداً |
Son kuruşu ödeyene kadar, bu işin içinden çıkamazsın. | Open Subtitles | و أنت لن تخرج من هذا إلا و قد دفعت آخر بنس عليك |
Ya bu akşam ezberle ya da bir daha evden çıkamazsın. | Open Subtitles | أستظهره اليوم وإلا لن تخرج من البيت أبداً |
Yoksa, vahşi ormanlardan asla çıkamazsın! | Open Subtitles | إنك لن تخرج أبداً من الغابة بهذه الطريقة |
Lisa, bana söz ver olaylar kontrolden Çıkmayacak. | Open Subtitles | ليزا ,عدينى بأن الامور لن تخرج عن السيطره |
Demek istediğim, o bitki senin kalçamdan Çıkmayacak, dostum, benimkinden çıkacak. | Open Subtitles | يبدو الأمر مرعب أعني, تلك النبتة لن تخرج من مؤخرتك يا صاح |
Cruz ne oldugunu biliyorsa saklanıyordur ve Çıkmayacak evet | Open Subtitles | لو أنها تعلم بما يحدث فستختبئ و لن تخرج نعم |
Madem çekilip gitmiyorsun, gel biraz otur bari. | Open Subtitles | أدخل واجلس قليلا طالما أنك لن تخرج وتدعني لوحدي |
Dostum, eğer söylemem gerekenleri dinlemezsen hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | يا صاح, أنتَ لن تخرج إلى أيِّ مكان، إن لم تسمع ما لديَّ لأقولهُ لكَ. |
Bana söz ver; ne olursa olsun odadan çıkmayacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تعدني أنّه مهما حدث، أنّك لن تخرج من عندك، حسنًا؟ |
Her iki durumda da bu odadan cebinde bir savaş olmadan çıkmayacaksın. | Open Subtitles | .أو تكونَ معه وبذلك تنافسوني بكلّا الحالتين،إنك لن تخرج من .هذا الأمر إلّا بحرب |
Özür dilerim.yardımınıza ihtiyacım var.dışarı çıkmıyor. | Open Subtitles | معذرة، متآسف بحاجة لمساعدتك إنها لن تخرج. |
Akşamları dışarı çıkmıyor. Eve yemek bile sipariş etmiyor. | Open Subtitles | لن تخرج ليلاً حتى أنها لن تطلب طعاماً جاهزاً |
Bunlara bulaşıp da kolay kolay kurtulamazsın. | Open Subtitles | لن تخرج من المعركة حياً ولديّ هذه. |
Seninle asla Çıkmayacak. | Open Subtitles | سوف لن تخرج معك |
Sende dışarı çıkamayacaksın . | Open Subtitles | . لن تخرج من هنا مطلقاً |