Çiçekler 5'ten önce gelmeyecek. | Open Subtitles | إذن الزهور لن تصل إلا في الخامسة |
Flora tatlım, durum o raddeye gelmeyecek. | Open Subtitles | عزيزتى , لن تصل الأمور الى هذا الحد |
Cesediniz yakın bir zamanda gelmeyecek. | Open Subtitles | إن جثتكم لن تصل في أي وقت قريب |
Böyle özel yemeklerle bir yere varamazsın. | Open Subtitles | لن تصل الى اي مكان بهذا الطعام الروتيني المطبوخ |
Yol boyunca ortalığı batırmadan zirveye varamazsın. | Open Subtitles | لن تصل إلى القمة من دون أن تفسد طوال الطريق |
Yol boyunca ortalığı batırmadan zirveye varamazsın. | Open Subtitles | لن تصل إلى القمة من دون أن تفسد طوال الطريق |
Hayır, Karl, hayır. Karım bu sefer gelmeyecek. | Open Subtitles | كلا لن تصل لهذه الرحلة |
- İş o raddeye gelmeyecek. | Open Subtitles | لن تصل الأمور لذلك. |
Beklediğin fonlar gelmeyecek. | Open Subtitles | إن الأموال التي تتوقع لن تصل. |
- Uçağı 6'ya kadar gelmeyecek mi yani? | Open Subtitles | -طائرتها لن تصل حتى الـ 6؟ |
- Olay o raddeye gelmeyecek. | Open Subtitles | - لن تصل لهذا الحد |
- İş o noktaya gelmeyecek. | Open Subtitles | - لن تصل الأمور لهذه الدرجة - |
Bu kamyonla taş ocağına asla varamazsın. Dingilin kırılmış. | Open Subtitles | لن تصل الى المحجر ابدآ الزنبرك مكسور |
Tamam, sana bir şey söyleyeyim, homo ya da hetero, aktif olmazsan hiçbir yere varamazsın. | Open Subtitles | -يمكنني إخبارك بأمر سواء كنت شاذاً أو سوياً لن تصل إلى شيء بكونك سلبي |
Oraya gece yarısından önce varamazsın. | Open Subtitles | لن تصل قبل منتصف الليل |
Bitiş çizgisine varamazsın bile. Güven bana. | Open Subtitles | لن تصل لخط النهاية, يا صاحبي |
Ben, biliyorum bu beni ilgilendirmez ama Angela'yı aradan çıkarmazsan hiçbir sonuca varamazsın. | Open Subtitles | اعلم ان هذا ليس من شأني ولكنك لن تصل الى اي مكان الا اذا قمت (بالتخلص من (انجيلا |
Böyle bir günde Chatham Kıyısı'na varamazsın | Open Subtitles | لن تصل إلى جرف (تشاذام) الرملي في أجواء كهذه |
Cidden böyle hiçbir yere varamazsın. | Open Subtitles | لن تصل لأي مكان |