ويكيبيديا

    "لن تمانع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sorun olmaz
        
    • aldırmaz
        
    • sorun etmez
        
    • sakıncası olmaz
        
    • umursamaz
        
    • mahsuru yok
        
    • hayır demezdi
        
    • sakıncası yok
        
    • sorun etmezsin
        
    • sakıncası yoktur
        
    • rahatsız olmazsın
        
    • sorun etmeyecektir
        
    Bayan Styles'ı de sizinle birlikte keşfinize göndersem... sorun olmaz sanırım. Open Subtitles أنا متأكد أنك لن تمانع أذا أرسلت الأنسه ستايلس على بعثتِكَ.
    O zaman beklemeye aldırmaz, değil mi? Open Subtitles إذا فأنها لن تمانع الأنتظار , أليس كذلك ؟
    Yani kendime bakmayı bırakırsam sorun etmez misin? Open Subtitles إذاً , أنك لن تمانع إن توقفت بترتيب نفسي من أجلك ؟
    Tamam, iyi, o zaman şeytan iding sakıncası olmaz bu yüzden mutlu ve sağlıklı tutabilirsiniz. Open Subtitles حسناً لا بأس ، إذاً لن تمانع أن تحدد هوية المشعوذ . كي نبقيك سعيد و بصحة جيدة
    Ev sahibem umursamaz, ama ben o dışarıdayken yapmamayı tercih ederim. Open Subtitles أعرف أن سيدتي لن تمانع لكني أفضل ألا أفعل بينما هي في الخارج
    Evet, mahsuru yok, değil mi canım? Open Subtitles انت لن تمانع اليس كذلك يا عزيزى
    Bir fincan kahveye hayır demezdi sanırım. Büyük ikramiye çıkmış piyango biletine de hayır demezdi hani. Open Subtitles لن تمانع في شرب كوب من القهوة - لن تمانع حتى لو أعطيتها ورقة الياناصيب -
    Senin eşini evine bırakmamın sakıncası yok değil mi? Open Subtitles انت لن تمانع إذا تمشيت مع رفيقتك الى المنزل , أليس كذلك ؟
    O zaman bunlardan kurtulmayı sorun etmezsin. Open Subtitles إذاً، لن تمانع لو تخلصت من هذا أوه، ماذا تفعلي - أو هذا -
    Aslında, eğer detayları hatırlamıyorsan eleştirini silmenin bir sakıncası yoktur o zaman. Open Subtitles في الحقيقه اذا لا تستطيع تذكر التفاصيل عندها لن تمانع مسح تقييمك
    Susuzluğumu gidermemden rahatsız olmazsın, değil mi? Open Subtitles لن تمانع ان اروي عطشي اليس كذلك
    Benim kısacık hayatımın onun hayatıyla karşılaştırılması küstahlık olur ancak öyle bir nedenim var ki, kendisi bunu sorun etmeyecektir. Şey, yarın doğum günüm. Open Subtitles ...أعلم أنه أمر مبكر بمقارنتي حياتي الصغيرة بحياتها لدي سبب جيد يجعلني أؤمن بأنها لن تمانع ذلك إذاً، عيد ميلادي غداً
    Peki. O zaman bunu söylemem sorun olmaz... Open Subtitles حسنا , اذن اعتقد بانك لن تمانع ابدا ان قلت لك
    Bunu o bırakmış olmalı. İyi, bay Bunyan gelene kadar bunu almamda sorun olmaz her halde. Open Subtitles حسنا، أنت لن تمانع لو كنت تشبث حتى يأتي السيد بنيان الظهر.
    Kızım bize eşlik ederse sorun olmaz, değil mi? Open Subtitles انت لن تمانع ان قامت ابنتي بمشاركتنا ، اليس كذلك ؟
    Kuzenim. Hiç aldırmaz. Open Subtitles إنها قريبتي هي لن تمانع مطلقاً
    Yani, Monterey'e gitmezsek aldırmaz mısın? Open Subtitles أتقصد أنك لن تمانع إن لم نذهب لـ(مونتري)؟
    O yüzden "bence sorun etmez" diyeceğim. Open Subtitles لذا، سأقول، اجل، لن تمانع فى هذا
    Eminim sorun etmez. Open Subtitles متأكّد أنّها لن تمانع)
    Bay Stark, Clint sakıncası olmaz demişti de traktörümüz bir türlü çalışmıyor. Open Subtitles وستارك. يقول كلينت انه لن تمانع. أنا سحب الجهاز للتشغيل.
    Tamam. Nasılsa benimle konuşmanı umursamaz, değil mi? Open Subtitles حسناً, إنها لن تمانع بأن أتحدث إليك, أليس كذلك؟
    Öyleyse içeri bakmamın bir mahsuru yok, değil mi? Open Subtitles لن تمانع إذاً أن ألقي نظرة
    Yani Four Seasons'taki rezervasyonunu iptal etmemin bir sakıncası yok mu? Open Subtitles إذًا لن تمانع, أن أقوم بإلغاء حجزك في فندق "فور سيزنس"؟
    Madem Vex'in hayranı değilsin belki Ba'al ile neden çatıştığını söylemeyi sorun etmezsin. Open Subtitles ربما، اذالم تكنمنكبار المعجبينب"فيكس" ربما لن تمانع أخبارى لماذا تعلق " فيكس " ب " بول "؟
    O zaman benimle gelip bazı soruları yanıtlamanızın bir sakıncası yoktur. Open Subtitles إذن لن تمانع بالقدوم معي لتجيب على بعض الأسئلة.
    Susuzluğumu gidermemden rahatsız olmazsın, değil mi? Open Subtitles لن تمانع ان اروي عطشي اليس كذلك
    Hayır, ama sorun etmeyecektir. Open Subtitles كلا لكني متأكد أنها لن تمانع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد