Eğer tekrar gelmek zorunda kalırsam bir daha asla yürüyemezsin. | Open Subtitles | اذا كان علبك ان تعود لن تمشي مرة اخرى أبداً. |
Eğer bu eklemlerden 3 tanesi kırılırsa, bir daha asla yürüyemezsin. | Open Subtitles | إذا إنكسرت منها ثلاث يعني أنّكَ لن تمشي ثانية أبداً |
Almazsak yaşarsın ama bir daha yürüyemezsin. | Open Subtitles | إذا تركنا في ذلك، والذي تعيش فيه، لكن لن تمشي أبدا مرة أخرى. |
Koridordan "Here Comes The Bride" şarkısıyla yürüyemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تمشي في المرر لتستمعي الى "ها قد اتت العروس". |
Bizimle yürüyemeyeceksin, Şeytan! Seni yakacağız! | Open Subtitles | أنت لن تمشي بيننا سنحرقك الأول |
Kızım ve benim yanımda böyle yürüyemezsin. | Open Subtitles | لن تمشي معي ومع إبنتي بهذا الهندام |
Ama dikkatli olmalısın dünyalar arasındaki bağı koparmakla yeni bir dünya yaratılır ve bu yolda yalnız yürüyemezsin. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكوني حذرة... تمزيق الحاجز بين العوالم أوجد عالماً جديداً... وأنت لن تمشي خلاله وحيدة |
Tüm Beverly Hills yolunu yürüyemezsin. | Open Subtitles | أنت لن تمشي كل الطريق إلى "بيفرلي هيلز". |
yürüyemeyeceksin. | Open Subtitles | كلا، لن تمشي |