Sir Wilfrid, lütfen. Merak etme, davayı almayacağız. | Open Subtitles | لا تقلق ، لن نأخذ القضية و لكن هناك صديق قديم فى حاجة الى المساعدة |
Bizi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Fazla zamanınızı almayacağız. | Open Subtitles | شكراً لإستقبالنا، لن نأخذ الكثير من وقتك |
Çöpte bulduğun hiç bir dergiyi almayacağız. | Open Subtitles | لن نأخذ أي قصص مصورة تجدها في مكان رمي القمامة |
Teşekkürler. Fazla uzun sürmez. | Open Subtitles | . شكراً لك . لن نأخذ كثيراً من الوقت بالداخل |
Birkaç dakikadan fazla sürmez. Lütfen. | Open Subtitles | سيدتي، لن نأخذ أكثر من بضعة دقائق، رجاءاً |
Hope'u o oraya asla götürmüyoruz. | Open Subtitles | لن نأخذ هوب لحديقة الحيوانات الأليفة تلك أبداً |
Kimseyi götürmeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نأخذ أي احد. لا داعي للقلق. |
- Teşekkürler. - Hayır, hiçbir şey almayacağız. | Open Subtitles | ـ شكراً لك ـ لا ، لن نأخذ شيئاً |
o bankanın parasından tek bir kuruş bile almayacağız. | Open Subtitles | لن نأخذ سنتاً واحداً من نقود ذلك المصرف |
Bugün başka tutsak almayacağız Mason! | Open Subtitles | لن نأخذ أي سجناء الليلة مايسون |
Gerek yok! Shashi'den para almayacağız. | Open Subtitles | لا داعي لذلك لن نأخذ المال من شاشي |
Fazla zamanını almayacağız. | Open Subtitles | اننا لن نأخذ الكثير من وقتها |
Tek bir çanta almayacağız. | Open Subtitles | لن نأخذ هذه الحقيبه |
Yani, hiç bir şey almayacağız. | Open Subtitles | أعني، إننا حتى لن نأخذ أي شيء |
Dinle, erkeğini elinden almayacağız. | Open Subtitles | لن نأخذ منكِ رجلك |
Bu yüzden fazla zamanınızı almayacağız. | Open Subtitles | لذا لن نأخذ الكثير من وقتك |
Otomobil, bal kalın. Uzun sürmez. | Open Subtitles | يمكنكِ يا فتاة البقاء بالسيارة لن نأخذ وقتـاً طويلاً |
Sen içeri girince uzun sürmez, ama beni dinle. | Open Subtitles | لن نأخذ وقتاً طويلاً بمجرد دخولنا ولكن إنصتِ إذا ساءت الأمور مجدداً |
Bu grubu Bakanlık'a götürmüyoruz. | Open Subtitles | لن نأخذ هذه المجموعة إلى الوزارة |
Eve köpek götürmüyoruz. | Open Subtitles | لن نأخذ الكلب معنا الى البيت |
Esirleri götürmeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نأخذ سجناء معنا |