Bir tarafım işe yaramayacak diyor. | Open Subtitles | ومن ثم اربط عليها كالعصبة دزء مني يعتقد أن هذا لن يعمل |
Aşısı işe yaramayacak Amiral. Benden söylemesi. | Open Subtitles | أنا أخبرك ، أيها الأدميرال لقاحها لن يعمل |
Şimdi, pilleri doğru şekilde taktığından emin olman lazım. Yoksa çalışmaz. | Open Subtitles | حسناً، عليك أن تحرصي بوضع البطاريات بشكل صحيح وإلا لن يعمل. |
Bu şey burada çalışmıyor. Oradan dene. | Open Subtitles | هذا الشيء لن يعمل من هنا جربه من الخارج من هناك |
Son bir kez çaresizce kafayı bulmak için bir yığın dolusu gargarayı nasıl çalacağını düşünmekten başka bir şey yapmayacak. | Open Subtitles | لن يعمل أي شيء إلا اكتشاف طريقة كيف يسرق أكواب غسول الفم الصغيرة كي يسعى بيأس إلى آخر نشوة |
Ona göre farklı yerlerdeyiz ve bu iş yürümez. | Open Subtitles | بالنسبة له نحن في أماكن مختلفة و هذا لن يعمل مطلقًا |
Bekle, bunun yardımı olacak mı bakayım. Hayır, işe yaramıyor. | Open Subtitles | إنتظر، دعني أرى لو يمكني المساعدة لا، هذا لن يعمل |
Hayalim şudur ki, bir Afrikalı parlak bir fikirle çıkageldiğinde ona "Tamam da, bu bizim ülkede işe yaramaz." demeyecek ve pes etmeyecekler. | TED | إن حلمي هو إنه عندما يأتي شاب أفريقيي بشيء عبقري لا يقولون له, "حسناً إن هذا لن يعمل في بلدي." و حينئذ يستسلم. |
Hayallerini yıkmak istemem ama aşın işe yaramayacak. | Open Subtitles | أنا لا أود أن أخرب النهاية بالنسبة لك لكن لقاحك لن يعمل |
Etki seviyesi düşüyor ama işe yaramayacak demek değil bu. | Open Subtitles | معدل الفعالية ينخفض أجل، ولكن هذا لا يعني أنه لن يعمل |
- Bu işe yaramayacak. - Neden daha önce söylemedin? | Open Subtitles | هذا لن يعمل - لماذا لم تقل ذلك من قبل؟ |
Otomatik yoketmeyi çalıştırmayın! İşe yaramayacak. | Open Subtitles | " لا تقم بتشغيل" التدمير الآلى فهو لن يعمل |
Her ne planlıyorsanız, inan bana işe yaramayacak. | Open Subtitles | مهما تفكرون فيه، أعدك، هو لن يعمل. |
Aksi takdirde çalışmaz. Tren durur. | Open Subtitles | عدا ذلك, لن يعمل هذا الشئ وسيتوقف القطار |
Ama eğer fişin üçüncü bacağı uymazsa, şalter çalışmaz. | Open Subtitles | لكن إذا السن الثالث من القابس مُخرب فالقاطع لن يعمل |
Bıçakla ve eldivenle çalıştım o yüzden algılama filtresi bende çalışmıyor. | Open Subtitles | وفعلت، بالسكّين، والقفاز, ولهذا لن يعمل الحاجز الحسّي عليّ |
Tabii tabii. Senin için çalışmıyor ya da seninle kalmıyorsa sana çıkma teklif eder mi sence? | Open Subtitles | بما أنه لن يعمل أو يعيش عندك هل سيطلب مواعدتك؟ |
Çeneni kapalı tutana dek, ailenden bir kişi bile hiçbir şey yapmayacak." | Open Subtitles | و أخوك و كل شخص فى عائلتك لن يعمل بمليم |
Ama direk topuyla ilgili hiçbir şey yapmayacak. | Open Subtitles | لكنه لن يعمل أي شيء يخص كرة الحبل |
- Brenda, bu iş yürümez. | Open Subtitles | بريندا، انه لن يعمل |
Bakın bu iş yürümez. | Open Subtitles | انظر هذا لن يعمل. |
CIA'in Echelon sisteminden indirdiğim kodlar işe yaramıyor. | Open Subtitles | الوصول يشفّر أنا حمّلت من نظام مستوى وكالة المخابرات المركزية لن يعمل أكثر. |
Böyle uzlaşmaz tavırlar sergilediğin sürece işe yaramaz. | Open Subtitles | هو لن يعمل مع ذلك النوع من الموقف الغير تعاوني. |
Phoenix' e dönene kadar telefonunu açmayacak. | Open Subtitles | هل تذكر كلامه؟ و لن يعمل إلا عند عودتنا لفينيكس |
Ve lenf damarlarının olmaması vücudun geri kalanının atıkları temizlerken kullandığı yöntemin, beyinde işe yaramayacağı anlamına geliyor. | TED | لذلك، افتقاره للأوعية الليمفاوية، يعني أن النهج الذي ينتهجه بقية الجسم للتخلص من المخلفات لن يعمل في المخ. |