Sırf Gold kartı olmadığı için ufacık çocuğu ölüme terk etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا بطرد طفل مريض إلى الشارع لأنّه لايملك بطاقة ذهبية |
Bu kadar önemli, simgesel bir şeyi asla acemi bir sese emanet etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا أبداً بإحياء أمر بهذا الأهمية وبهذه الرمزية بصوتٍ حديث |
Bu virüse ulaşma yetkisi olan kişiler, böyle bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | إن الموظفين العاملين هناك والذين لديهم صلاحية الدخول للفيروس لن يقوموا بشيء كهذا هل أنتي متأكدة؟ |
Bunu ben emretmedim ve benim adamlarım böyle bir şeyi asla kendi başlarına yapmazlar. | Open Subtitles | لم آمرهم بذلك ورجالي لن يقوموا بمثل هذا ،من تلقاء أنفسهم |
Hastane ayrıcalıklarımızı tekrar kullanmadığımız sürece iptal etmeyecekler. | Open Subtitles | لن يقوموا بإلغاء امتيازات مستشفانا طالما لن نستعملها مجددًا |
Ve farzetmeliyiz ki;planlarıyla ve hazırlıklarıyla başka bir banka daha soymaya tereddüt etmeyecekler. | Open Subtitles | إنني أعمل على ذلك - وعلينا أن نفترض أنه مع تخطيطهم واستعداداتهم أنهم لن يقوموا بالهجوم على بنك آخر |
Jürinin sempatisini kazanirsak seni mahkum etmezler. | Open Subtitles | إذا كسبنا تعاطف المحلفين، لن يقوموا بإدانتك أبداّ. |
Bozulmamışsa tamir etmezler. | Open Subtitles | ما لم تنكسر، لن يقوموا بأصلاحها |
Moriarty'nin ajanları o olmadan hareket etmezler. | Open Subtitles | عملاء مورياتي لن يقوموا بأي تصرف بدون مغادرتها . |
- FAA'den yardım isteyebiliriz. - Hayır, yardım etmezler. | Open Subtitles | نستيطع أن نتصل بإدارة الملاحة الفيدرالية - لا, لن يقوموا بمساعدتنا - |
Onlar kanıtları yok etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا بالتخلص من الأدلة |
Bir günde iki kere yapmazlar ya. | Open Subtitles | لن يقوموا بإجراء التحاليل لي مرتين في نفس اليوم |
İzin vermezsek, bir sonrakini yapmazlar o işin kaymağını yiyemeyiz. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك ، لن يقوموا ببناء المبنى التالي ولا يُمكننا الإختلاس من ذلك |
Akşamın bu saatinde anotomi dersi yapmazlar. | Open Subtitles | لن يقوموا بجلسات تشريح في مثل ذلك الوقت من الليل |
Onlar akıllı kadınlardır. Salakça bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | أنهم أذكياء لن يقوموا بأى شئ أحمق |
Asla takas yapmazlar, Kolya. Bu işi neden bitirmiyorsun? | Open Subtitles | ،(هم لن يقوموا بالمقايضة مطلقاً,(كوليا لمَ لا تنهي ذلك فقط؟ |
Lisa onları bu konu üzerinde bayağı bir sıkıştırdığımı anlamanı istiyorum fakat şirket çalışanının cezalandırılmasını müzakere etmeyecekler çünkü bu durum, B.U.D'un suçu kabul ettmesi olarak anlaşılabilir. | Open Subtitles | انا ضغطت عليهم جدا" بقوة حول هذا الامر ولكن آنهم لن يقوموا مناقشة فكرة تأديب موظف في شركة كجزء من التسوية |
- Siyah insanları öldürdüğü için beyaz bir adamı idam etmeyecekler. | Open Subtitles | لن يقوموا بإعدام شخص أبيض لقتله ناس سود |
Bize yardım etmeyecekler. | Open Subtitles | إنهم لن يقوموا بمساعدتنا |
Adams ve adamları artık sizi rahatsız etmeyecekler. | Open Subtitles | آدمز) ورجاله لن يقوموا بمُضايقتك بعد الآن) |
Artık seni rahatsız etmeyecekler. | Open Subtitles | لن يقوموا بازعاجك بعد الآن |