Annesi için ağlıyor... onu korumak için nehre atlayıp boğulan aptal annesi için. | Open Subtitles | انتظرنا لها للخروج مع والدتها. حاولت امرأة غبية للدفاع عنها، سقطت في النهر وغرق. |
onu birkaç dakika içinde çıkarmazsak ölür. | Open Subtitles | إذا لم نحصل لها للخروج في بضع دقائق، وقالت انها لن يتمكنوا من ذلك. |
Ben oraya vardığımda onu sedyenin üstünde yatarken gördüm. | Open Subtitles | ثم عندما نصل الى هناك، أنهم المتداول لها للخروج على محفة. |
Anestezi onu bir kaç saat daha baygın tutar sonrasında da dikkat etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | حتى التخدير يجب أن تبقي لها للخروج لبضع ساعات، ثم بعد ذلك أنها تحتاج إلى أن تأخذ الأمور ببساطة. |
onu korta götürdüğümde biraz potansiyeli olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | عندما أخذت لها للخروج على أن ملعب تنس، أنها أظهرت بعض الإمكانيات الحقيقية. |
Dürüst olmak gerekirse onu hastaneden çıkarmalarına bile şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مندهشة كيف سمحوا لها للخروج من المستشفى، لكي اكون صادقة |
Çünkü seriyi yazma zamanı geldiğinde onunla ne yapacağımızı bilemedik ve sonunda onu bayılttık. | Open Subtitles | لأنه عندما كان الوقت لكتابة تتمة، لم نكن نعرف ما يجب القيام به معها، ونحن في نهاية المطاف يطرق لها للخروج. |
onu kurtarmak neden bu kadar çok önemli? | Open Subtitles | لماذا هو الحصول على لها للخروج من هنا مهم جدا بالنسبة لك؟ |
Tamam yani onu dışarıya taşıyacağız. | Open Subtitles | حسنا، لذلك نحن فقط ستعمل تحمل لها للخروج. |
Favori koltuğuma ben davet ettim onu. | Open Subtitles | دعوت لها للخروج إلى بلدي المقاعد المفضلة. |
onu getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكرا لجلب لها للخروج. أنا حقا بحاجة إلى هذا. |
O zaman onu buradan siz çıkardınız. | Open Subtitles | لذلك كنت أخذت لها للخروج من هنا. |
Ve şimdi gel de caydır onu. | Open Subtitles | والآن حاول التحدث لها للخروج من القضية |
Sue Matt'in Sevgililer gününde onu dışarı çıkaracağından emindi o yüzden sakin davranıyordu.. Yani, Sue tarzı sakin. | Open Subtitles | "سو كانت واثقة من دعوة مات لها للخروج في عيد الحب لذلك حافظت على هدوءها" "حسنا هادئة بطريقتها" |
onu o standın dışına çıkardığımda... | Open Subtitles | عندما كنت السماح لها للخروج من هذا كشك أنها، مثل... |
Bu onu kucağımıza getirebilir. | Open Subtitles | السعادة، وهذا قد رسم لها للخروج. |
onu bu işe dahil etmeyin lütfen. | Open Subtitles | عليك أن تبقي لها للخروج من هذا. |
onu yollarından çekmek istediler. | Open Subtitles | أرادوا أن يحصل لها للخروج من الطريق. |
Yerinde olsaydım onu saymazdım. | Open Subtitles | وأود أن لا عد لها للخروج لو كنت أنت. |
onu dışarıda görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت لها للخروج. |