Onlar mutsuz olacaktı ve ulusumuz için böylesi çok daha iyi. | Open Subtitles | كل ما كان سيحصل لهم هو البؤس- الأمة إستفادت من ذلك |
Sanırım onları bu kadar iyi anlayabilmemin sebebi Onlar gibi olmam. | Open Subtitles | ..اعتقد أنه اتضح لي ان أن السبب في فهمي لهم هو أنني مثلهم |
Sanırım onları bu kadar iyi anlayabilmemin sebebi Onlar gibi olmam. | Open Subtitles | ..اعتقد أنه اتضح لي ان أن السبب في فهمي لهم هو أنني مثلهم |
Onlara şevk veren şey bir ideoloji ya da kâr elde etme olacak. | TED | وإنما سيكون المحفز بالنسبة لهم هو جمع المال والأرباح. |
Çocukları hayatta tutmak için olağanüstü önlemler alıyoruz fakat aslında bazen Onlara gösterebileceğimiz en büyük merhamet, huzurlu ve ağrısız bir ölüm olabilir. | TED | نذهبُ إلى تدابير غير عادية للحفاظ على حياة الأطفال عندما سيكون العطف الأكبر الذي نعطيه لهم هو نهاية حياة هادئة، وخالية من الألم. |
Onlara ifade etiiğimiz şey saç traşı olmamız gerektiği. | Open Subtitles | كل الذي سنقدمه لهم هو شخص يحتاج الى قصة شعر |
Onlar için en iyisinin aramızdaki sorunları çözmek ve yeniden bir araya gelmenin doğru olduğuna karar verdik. | Open Subtitles | اكتشفنا أن من الأفضل لهم هو أن نحل نحن الاثنين الأمور ونعود لبعض |
Onlar için bunu büyük bir başarı ya da büyük bir felaket yapabilecek tek şey uygulamalarını doğru yapıp yapamamaları. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يحدث في الواقع إلى... جعله أو كسرها لهم هو ما اذا كان بامكانهم الحصول على تنفيذها الحق. |
Onlar için en büyük tehdit senin gibi panik ve korku yayan parazitler. | Open Subtitles | عمال منجم خائفين، وأكبر تهديد لهم هو متطفل مثلك ينشر الرعب والفزع. |
Onlar için ev süregelen bir çalışma. | TED | الوطن بالنسبة لهم هو عمل قيد التنفيذ |
Geldiğini bilirler, Onlar için sorun şu olur, ...hem ekipmanları yok etmek, ...hem de evden zamanında çıkmak. | Open Subtitles | إنهم يعلمون أنك قادم ... وبالتالي فان السؤال بالنسبة لهم .... هو ما إذا كانوا سيتمكنوا من تدمير معداتهم |
Hayır. Onlar için kanıt niteliğinde. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لهم هو دليل أليس كذلك؟ |
Onlara vereceğimiz tek toprak, mezarlık alanı olacak. | Open Subtitles | البري الوحيد سوف نقدم لهم هو خطتهم الدفن. |
Onlara okumayı, yazmayı ve toplamayı öğretsek yeter. | Open Subtitles | أفضل ما نقدمه لهم هو تعليمهم القراءة، الكتابة، والحساب |
Onlara okuma, yazma ve toplama öğretmek bile büyük başarı. | Open Subtitles | أفضل ما نقدمه لهم هو تعليمهم القراءة، الكتابة، والحساب |
Onlara söyleyeceğim şey hastanın tedavisinde elinden gelen her şeyi yaptın ve eğer herhangi bir şekilde tehlikede olduğunu hissetsen onu tekrar uçmaktan alıkoymak için her şeyi yapardın. | Open Subtitles | الذي أريد فوله لهم هو أنك فعلت أقصى ما باستطاعتك لمساعدة هذا المريض في العلاج وإن كنتَ قد أحسستَ أنه كان في خطر |
Onlara tek söylediğim erkekleri arttırmaları. | Open Subtitles | فقط الشيء الوحيد الذي قلته لهم هو من اجل رجال المصاعد |
Onlara katılmamın tek nedeni, hatalarını gidermelerine yardımcı olmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لإنضمامي لهم هو مساعدتهم علي محو خطأهم |