Bunu ona yapamam ve benim evimde olduğu sürece de Bunu yapmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أسمح له بذلك ولن أسمح بفعل ذلك في هذا المنزل |
Teal'c en azından bunu isterdi. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | -تيلك لن يطلب أكثر من هذا اني مدين له بذلك. |
Yıllarca hizmetlerinden sonra Bunu ona borçlandım. | Open Subtitles | أنا مدين له بذلك لسنوات خدمته الطويلة |
Sanırım sana söyleyeceğim. Ona bunu borçluyum. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنني سأخبرك أدين له بذلك |
Bir anıyı yeniden yaşamk istiyordu. Bunun için ona izin vermiş olmak şimdi kalbimi kırıyor. | Open Subtitles | لقد أراد استرجاع إحدى الذّكريات، قلبي محطّم لأنّني سمحت له بذلك |
Bunu yapmasına izin veremeyiz. Kadınlarla çektirdiği resimlerine ne oldu? | Open Subtitles | لا يمكننا أن نسمح له بذلك ماذا عن صورته مع تلك الفتاة؟ |
Arkasında bir aile bıraktı. Ona bu kadarını borçluyum. | Open Subtitles | لقد ترك زوجة و ابنة انا سأذهب لانى مدين له بذلك |
Sanırım Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | وأظنني أدين له بذلك لذا، على أيّة حال... |
Bunu ona borçlusun. Sadece biraz daha zaman ver. | Open Subtitles | أنت تدينين له بذلك, القليل من الوقت |
Tüm olanlardan sonra Bunu ona borçluyuz. | Open Subtitles | وبعد ما فعلناه، نحن ندين له بذلك |
Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدين له بذلك |
Ve onun benim için yaptıklarını düşünürsek ben Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | وبصراحة بعد كل ما فعله (بريس) لي فأنا أدين له بذلك... |
En azından Bunu ona borçlusun. | Open Subtitles | انت مدينة له بذلك. |
Bunu ona borçlu olduğumu babasına anlatacağım. | Open Subtitles | سأخبر والده أنني مدين له بذلك |
Bunu ona borçluyuz. | Open Subtitles | . نحن مدينون له بذلك |
Klaus beni hayatımı mahveden bir lanetten kurtardı. Bunu ona borçluyum. | Open Subtitles | كلاوس) حلّ وثاقي من لعنة كانت تدمر حياتي، وإنّي مدينٌ له بذلك |
Susan, Ona bunu yapacağına söz vermemeliydin. | Open Subtitles | سوزان" ، لا أظن أن وعدكِ له بذلك" كان صائباً |
Sıra dışı bir evlilik ama Ona bunu borçluyum. | Open Subtitles | انه زواج غريب, ولكني أدين له بذلك |
Ona bunu borçluyum. | Open Subtitles | وانا اُدين له بذلك |
Bildiğim tek ailem o oldu. Bunun için ona müteşekkirim. | Open Subtitles | إنه عائلتي الوحيدة أنا مدينة له بذلك |
Hayatını kurtardım. Ona bu kadarını borçluydum. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياته كنت مديناً له بذلك |