# Eve gelince gül ona, "günün nasıl geçti?" de. | Open Subtitles | أن تبتسمي له عندما يعود إلى البيت وتسأليه عن أحواله |
Çok geç. Şansın varken ona ödemeliydin. | Open Subtitles | متأخر جدا, يجب ان تدفع له عندما تتيح لك الفرصة |
Küçük bir çocukken ona hangi şarkıyı söylediğimi sor. | Open Subtitles | اسأله ماذا اعتدت أن أغني له عندما كان طفلا صغيرا |
Ohashi ne zaman bana rapor etmeye hazır ise ben de ona o zaman rapor veririm. | Open Subtitles | انا مراقب. أنت اخبر أوهاشي انا اقدم له عندما هو مستعد أن يقدم لي. |
İbrahim bıçağı havaya kaldırınca, sanki onu kalbinden vurmuş gibi oldu. | Open Subtitles | اعطاه له عندما رفع إبراهيم السكين ليقتل به ابنه في قلبه |
O yüzden aşk kapına dayandığında onu kabul ettiğinden emin ol. | Open Subtitles | لذلك فقط عليك ان تتأكد انك مستعد له عندما يأتي بنفسه |
Bilmem. Banyoya gittiğimde ona ne söyledin? | Open Subtitles | لا أعرف, مالذي قلتيه له عندما ذهبت إلى الحمام؟ |
Bunu ona Baltimore'da verdiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكّر حين أعطيته له عندما كنا في بالتيمور |
Öldüğü zaman, onu gönderdiğim cehennem ona yaptıklarımdan sonra ona cennet gibi gelecek. | Open Subtitles | وعندما تموت عيناه ، الجحيم الذي سأرسله إليه سيكون بمثابة الجنة بالنسبة له عندما أنتهى منه |
Ölürken ona yaptıklarımdan sonra cehennem ona cennet gibi gelecek. | Open Subtitles | وعندما تموت عيناه ، الجحيم الذي سأرسله إليه سيكون بمثابة الجنة بالنسبة له عندما أنتهى منه |
Hukuk fakültesindeyken annem ona almış. | Open Subtitles | والدتي اشترتها له عندما كان بكلية الحقوق |
Yaptığın anlaşmaya uymadığın için oğlunun başına gelenleri ona nasıl açıklayacaksın? | Open Subtitles | كيف ستشرحين لولدكِ ما سيحدث له عندما لا تحترمين إتفاقياتكِ؟ |
ona bir T-shirt verin. Uyanınca verirsiniz. | Open Subtitles | أحضرت له هذا القميص ربما تعطيه له عندما يستيقظ |
Oyunları oynarken kendini ona kabul ettirdiğini mi hissettin? | Open Subtitles | هل شعرت بأنك مقبولة له عندما لعبتم الألعاب |
Ve ona bebekken yazdığım notun olmadığını gördüm. | Open Subtitles | ثم رأيت تلك الورقة التي كتبتها له عندما كان طفلاً قد إختفت |
ona, evin yanıp kül olmuş hali, sağlam halinden daha değerli gelmiş. | Open Subtitles | بيته كان يساوي الكثير له عندما كان واقفاً على الرّماد |
Dibe çarptığında ona ne olacağını merak ediyordum ya da bu içine girilemez karanlıkta sonsuza kadar düşmeye devam ederse ona ne olacaktı. | Open Subtitles | و تساءلت عمّا قد يحدث له .. عندما يصل للقاع أم أنه سيستمر بالهبوط للأبد داخل هذا الظلام المعتم |
ona söylemiştim. Düşündüğümde neden kaçtığını biliyordum. | Open Subtitles | تعلم، قلت له عندما فكرت بهذا، أعلم سبب هروبكَ |
onu kullandığımı hatırladığım son zaman, dün sabah kızımın izin kağıdını imzalarken idi. | Open Subtitles | أخر مره أتذكر استخدامى له عندما قمت بتوقيع تصريح بالغياب لابنتى بالأمس صباحا |
Sabırla onu dinlemekle veya dinleyemiyorsan dinler gibi yapmakla. | Open Subtitles | يتعلق بالصبر والسماع له أو التظاهر بالسماع له,عندما تكون حقاً لا تستطيع سماع له |