Okul projesindeki yaptıklarımız evsizler haberindeki rolümüzle aynı etkiyi yapmıyor bence. | Open Subtitles | لا أعتقد أن موضوع التعليم له نفس تأثير إهتمامنا بقضيّة المشرّدين |
Yeşil hindistan cevizi suyu, kan plazması ile aynı elektrolit dengeye sahiptir. | Open Subtitles | الماء الموجود فى جوزه الهند الخضراء له نفس التركيبة الجينية لبلازما الدم |
Bugün aynı ölçüde akla yakın fakat daha trajik bir şeyden bahsetmek istiyorum: | Open Subtitles | اليوم أريد أن أتكلم عن موضوع له نفس الأهميه و لكن أكثر مأساوية |
Hayır ama öğrencim olsaydı ona da şimdi sana söyleyeceğim şeyi söylerdim. | Open Subtitles | لا , ولكن لو كان طالبي , كنت سأقول له نفس الشيء الذي سأقوله لك الآن |
Rachel'a hazırladığım özel kokteyli ona da hazırladım, ve etkisini gösterene kadar onu meşgul ettim. | Open Subtitles | لذلك أعددت له نفس الكوكتيل الخاص الذي أعددته لريتشيل |
T-1000 seninle aynı dosyalara sahip | Open Subtitles | المدر تي 1000 له نفس المعلومات التي املكها |
Bak Marge, şu adamın soyadı bizimkiyle aynı. | Open Subtitles | انظري, مارج, هذا الرجل له نفس الاسم الاخير مثلنا. |
Nereye gidersen git hep aynı şey. Hiçbirinde saygı kalmamış. | Open Subtitles | أيُّ مكانٍ تذهبين له نفس الشّيء، لا إحترامٌ لعين. |
Chicago'da aynı isimde bir vaiz vardı ve orayı terbiyeli beyazların yaşaması için uygunsuz hale getiren fahişeleri, sarhoşları ve zencileri temizledi. | Open Subtitles | لقد كان هناك واعظ له نفس الاسم قام بتطهير شيكاغو من الزنوج القذرين |
Onda da aynı ısı alıcıları var. | Open Subtitles | يا، نظرة. ذلك الإبن العاهرة له نفس محسس الحرارة. |
Zeller onu aynı mengeneyi kullanarak yaptıysa aynı alet izlerini taşıması gerekir, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا صنعه هنا بنفس الزندان سيكون له نفس الأثر |
Jacks'in Arjantin'e berbat bir ishalle gitmiş olmasının aynı etkiyi vermeyeceğine katılıyorum. | Open Subtitles | أتفق معك , فأنا لا أعتقد أن صول جاك للأرجنتين مع حالة سيئة من الإسهال سيكون له نفس التأثير |
Ve saltanatıma konacak insan benimle aynı hedeflere sahip olmalı. | Open Subtitles | ـ و الرجل الذي سيرث المملكة بعدي سيكون له نفس النوايا التي لي |
Ona ne olduğunu biliyorum. aynı şey Carl'a da oldu. | Open Subtitles | انا اعرف مالذي يحدث له نفس الشيء حدث لكارل |
Benzin istasyonunda ki ölü adam gibi rehinemiz de aynı yolun yolcusu olacak. | Open Subtitles | رجل ميت في محطة البنزين ورهينتنا سيحدث له نفس الشيء |
Başka bir bakış açısıyla, biraz daha dolaylı, ama aynı etkide. | Open Subtitles | هذا إسلوب أخر غير مباشر لكن له نفس التأثير |
- Sahi mi? Belki de aynı isimde başka bir tesisatçı vardır. | Open Subtitles | حسناً ، ربّما هناك سبّاك آخر له نفس الإسم |
Enine bakarsak ikinizin de bedenleri aynı diyebilirim. | Open Subtitles | من خلال عرضك سأقول أن كلاكما كان له نفس البُنية الجسدية |
Yetişkine ne söylüyorsan ona da aynısını söylersin. | Open Subtitles | حسنا، تقول له نفس الشيء الذي تقوله لشخص بالغ |
Evde misin ona da, bana yaptığın gibi yemek yapıyor musun? | Open Subtitles | عندما تقومين بالطهو... فهل تعدّين له نفس الطعام الذي كنت تُعدّينه لي؟ |
aynı şey ona da olmuştu. | Open Subtitles | حدث له نفس الشيء |