| Beni yemeğe götürüyor diye öpebileceğini mi sandı? | Open Subtitles | أيظن أنه إذا دعاني لوجبة عشاء يمكنه أن يقبلني ؟ |
| Teşekkürler. Seni yemeğe davet edeceğim. | Open Subtitles | شكراً لكم أنا يَجِبُ أَنْ أَدْعوَك عندما تنتهى لوجبة طعام |
| Yemek tarifinin işi size öğle veya akşam yemeği için seçenek sunmaktır. | TED | المهمة العادية لوصفة غذائية هي إخباركم ماذا تصنعون لوجبة العشاء أو الغذاء. |
| Her ne kadar sunduğu imkanlarına bayılsam da kendimi ev yemeğine özlem duyarken buldum. | Open Subtitles | اوه نعم , وبقدر ما أحب اللياقه , أجد نفسي أتحرق لوجبة منزليه |
| Böyle çok fazla yer kaplayan, daha süslü bir yemek için, ortaya koyacağız. | TED | لوجبة فاخرة مثل هذه تحتل الكثير من المساحة، سنقوم بوضعه في الوسط. |
| Elektrikli sandalyeye oturacaksan sana son yemeğinde dilediğin her şeyi verirler, değil mi? | Open Subtitles | يتوجب عليهم إعطائك ما تريد لوجبة طعامك الأخيرة، صحيح؟ أظن ذلك |
| Sen şimdi yemek ve alışveriş yapmıyorsun ve senin için iyi bir öğün... birbirine yapışmış kıkırdaksı hamburger mi? | Open Subtitles | إذن أنت لا تطبخ أو تتسوق .. وفكرة لوجبة جيدة is gristly hamburger smothered in goo? |
| Bir tabak yemeğe bakarak bir yabancıya iş mi teklif ediyorsunuz? | Open Subtitles | انت تعرض عملا على غريب بعد تذوّقك لوجبة واحدة؟ |
| - Bir dedektif seni yemeğe mi çıkardı? | Open Subtitles | مُحقق شرطة أصطحبكِ لوجبة العشاء؟ أنا و أخي |
| İşleri yoluna koymak için onu yemeğe çağırdım. | Open Subtitles | أنا دعوتها لوجبة مجانية عليّنا أن نجعل هذا يأتي فى صفنا |
| Eğer herbiri beni yemeğe davet etse bir buçuk yıl dayanabilirim. | Open Subtitles | لو أن كل شخص دعاني لوجبة طعام لصمدت أكثر من سنة ونصف |
| O yüzden doğru düzgün bir aile yemeği yemek zor oluyor. | Open Subtitles | اذا من الصعب ان تفسح وقتا لوجبة عشاء حقيقية مع العائلة |
| Eğer çok çalıştığınız için ailecek akşam yemeği yiyemiyorsanız belki onun yerine ailecek sabah kahvaltısı yapabilirsiniz. | TED | إذا كانت وجبات العشاء العائلية في الخارج بسبب جدول العمل المزدحم يمكنُ لوجبة الفطور العائلية أن تكون بديلًا جيدًا. |
| Kusura bakmayın, akşam yemeği için sofrayı hazırlıyorduk. | Open Subtitles | أنا آسفة ، كنا على وشك . تجهيز المائدة لوجبة العشاء |
| Tehlike geçti sinyali ver ve onu akşam yemeğine davet et. | Open Subtitles | ارسلي فرقة التنظيف وادعيه لوجبة العشاء |
| Ev yemeğine hayır diyemeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا فعلاً بحاجة لوجبة معدّة بالمنزل |
| Akşam yemeğine kahvaltılık mı hazırlıyorsun? | Open Subtitles | أأنت تعد طعام إفطار لوجبة العشاء؟ |
| Kusura bakmayın, düzgün bir yemek için bozuk paranız var mı? | Open Subtitles | عذراً، هلا أعطيتموني بعض الفكة لوجبة محترمة؟ |
| Sıcak yemek için bu para yeterli değil. Sana iki torba yem verebilirim anca. | Open Subtitles | لا يكفي ذلك لوجبة ساخنة , يمكنني أن أحضر لك كيسين من العلف |
| İyi bir yemek için tek yer, çayırların içinde. | Open Subtitles | المكان الوحيد لوجبة لائقة في الأراضي العشبية |
| İğrenç herif öğle yemeğinde dağ sıçanı yemiş. | Open Subtitles | هذا الوغد تناول فأر لوجبة الغذا |
| Hopey! Öğle yemeğinde ne istersin? | Open Subtitles | هوبي ، ماذا تريدين لوجبة الغداء ؟ |
| Bazıları kolay bir öğün arar. | Open Subtitles | البعض يطمح لوجبة سهلة |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 