Bir mimarın yüzüne bakınca, genelde insanlar gri-saçlı beyaz bir adam düşünürler. | TED | عندما تنظر لوجه المهندس المعماري، معظم الناس يعتقدون أنه رجل أبيض شائب الشعر. |
Herşeyi yüzüne karşı söyleyeyim! | Open Subtitles | إخرج وأرنى نفسك . سأوضح لك كل شىء وجهاً لوجه |
Daktilo yazmak için ne kadar sağlıklı olmam gerek, tanrı aşkına? | Open Subtitles | كيف يجب أن أكون مناسباً ككاتب لآلة كاتبة، لوجه الله ؟ |
Bu genç adamın yüzüne bakınca siyah bir adamın yüzünü göreceksiniz. | Open Subtitles | انظروا لوجه هذا الشاب وسترون وجه رجل أسود |
Seni öldürmek isteyen biriyle karşı karşıya olunca çok daha farklı olur. | Open Subtitles | انها مختلفة كثيرا عندما كنت وجها لوجه مع واحد يريد ان يقتلك. |
Sayın Başkan, yüzyüze görüşmek istemesinin tek nedeni taleplerini önünüze sermek. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، السبب الوحيد لطلبه لمقابلةٍ وجهاً لوجه هو لطرح طلباته |
Tanrı erkeklerin yüzünün çocuk teni kadar pürüzsüz olmasını istemedi. | Open Subtitles | انا لا اعتقد ان الرب شاء لوجه الرجل ان يكون ناعما كمؤخره طفل |
lKurbanının boğazını sıkarken gücünü göstermek için yüzüne bakar. | Open Subtitles | إنه يقوم بخنقهم وجهاً لوجه لهذا فهم يشعرون بقوته |
Tek yapabileceğim, cevabımı yüzüne söylemek. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني فعله هو أن أخبره وجهاً لوجه أنّني غير مهتم |
Şimdi hepimiz buradayız. Şu adamın yüzüne bak. | Open Subtitles | نحن جميعاً هنا الآن، انظر لوجه هذا الشاب |
Tanrı aşkına! O yataktan bile çıkmıyor... | Open Subtitles | الرحمه لوجه الله إنها تغادر فراشها بالكاد |
Bütün bu Noel süsleri, hepsi tekrar. Ben şey gibiydim, Tanrı aşkına, boş ver... | Open Subtitles | كل أشياء عيد الميلاد، مرّة أخري، وأنا كنت مثل، لوجه الله، أتركيه |
İsa aşkına. Yalnız başına. | Open Subtitles | لقد وضعناه في زنزانة، لوجه الله، بكامل إرادته |
Görünüşe göre sevdiklerinden birinin yüzünü çalmışım. | Open Subtitles | اوه، لقد كان بسبب سرقتي لوجه شخص احببته انت |
Tıpkı karşı karşıya konmuş iki aynaya bakmak, gibi bir şey. | Open Subtitles | هي سَتَكُونُ مثل النَظْر من خلال مرآتين، وضِعْت وجهاً لوجه. |
Özellikle karşı cinsle başbaşayken ne diyeceklerini, ne yapacaklarını bilemiyorlar. | TED | لا يعرفون ماذا يقولون، لا يعرفون ماذا يفعلون، خصوصا وجها لوجه مع الجنس الآخر. |
Ama bayılmanın neden 137 saniye sürdüğünü açıklayabileceğini ve yüzyüze görüşmezsek konuşmayacağını söylüyor. | Open Subtitles | سبب فقدان الوعي، الذي دام 137 ثانية. ولن يتكلّم حتّى أراه وجهاً لوجه. |
yüzünün gözüktüğü bir kare yakalayamadım müdürüm. | Open Subtitles | حسناً، مازالنا لم نحصل على لقطة واضحة لوجه بعد، أيها المدير. |
Yüz yüzeyken söyleyeyim... seni vurmam gerekirse... bu hiç hoşuma gitmez. | Open Subtitles | والآن وقد تقابلنا وجها لوجه وأنا موجود وعلي أن أقبض عليك لن أحب الأمر هكذا |
Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. | Open Subtitles | حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان |
Ben bir adamın suratına bakıp da onu öldüremem. | Open Subtitles | حسناً , لا أستطيع أن أنظر اليه وجهاً لوجه وأقتله |
yüz yüze inşa ettiğimiz güven sanal ortama aynen aktarılabilir mi? | TED | هل تُترجم الطريقة التي بنينا بها الثقة وجهًا لوجه على الإنترنت؟ |
Peki onunla teke tek olsan. Bu işe yarar mı? | Open Subtitles | ماذا لو أمكنك رؤيته وجهاً لوجه هل سيساعد هذا ؟ |
Kırık bir surat için yazdığın Gabapentin sinir hasarı için kullanılır. | Open Subtitles | الجابابنتيت يعمل مع تدمر الأعصاب أنت تصفه لوجه مكسور |
Biliyorsun kavgalarımızı erkek erkeğe, yüzyüze bazen de kör tadım testi ile çözerdik. | Open Subtitles | اننا نحن كُنّا نَحْلُّ نزاعاتَنا رجل لرجل , وجها لوجه وبأختبار التذوق الاعمى |