Doğal olarak mahvettim. Şimdi tek başıma bir dashiki içindeyim. | Open Subtitles | بديهي، أفسدت كلّ شيء وها أنا لوحدي في لباس إفريقي |
Ben de Beyaz Saray'da tek başıma kalmaya alışık olmadığım için buraya geleyim de kongre konuşmasının nasıl gittiğine bakayım, dedim. | Open Subtitles | لقد غادر الأطفال إلى المدرسة الداخلية، ولم أعتد على البقاء لوحدي في البيت الأبيض بعد، ففكرت، لم لا آتي إلى هنا، |
♪ Beni tek başıma bıraktığına inanamıyorum ♪ | Open Subtitles | ♪لن أكون بخير لوحدي في منتصف الليل ♪ ♪ ليس لديّ وقتٌ لك الآن ♪ |
Gelen mesaja göre, benimle bir saat içinde yalnız başıma AVM'de buluşmak istiyor. | Open Subtitles | الرسالة الصادرة تقول أنها تريد أن تقابلني لوحدي في المركز التجاري بعد ساعة |
Aslında, yanımda değildin, ben karanlıkta yalnız başıma kalmıştım, ama yanımdaymışsın gibi gelmişti. | Open Subtitles | حسناً , فعلياً لم تكوني هناك كنت لوحدي في الضلام ,لكن كنت متأكد أنها تبدوا مثلك |
Gecenin bir yarısı... Burada tek başımayım. | Open Subtitles | وهو أني هنا لوحدي في منتصف الليل آتي لغرفة العمليات |
Benim buraya taşınma amacım bu toplantılardan uzak kalmaktı ve 7 yıldır bu evde tek başıma huzur içinde yaşıyordum. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لأتخلص من مقابلاتك.. لقد عشت هنا سبعة سنين لوحدي في هذا المنزل، وفي سلام |
Ben dışarıda tek başıma yiyorum, Çünkü herkes benden nefret ediyor. | Open Subtitles | انا آكل لوحدي في الممر, لأن كلّ شخص يكرهني. |
Sonra da minik dairemde tek başıma yaşamak yerine büyük bir köşke taşınırım. | Open Subtitles | وعندها , بدلاً من أن أعيش لوحدي في شقتي الصغيرة , سيكون لديّ قصر كبير |
Sonra da minik dairemde tek başıma yaşamak yerine büyük bir köşke taşınırım. | Open Subtitles | وعندها , بدلاً من أن أعيش لوحدي في شقتي الصغيرة , سيكون لديّ قصر كبير |
80 yıldır yabancı kaldığım bir dünyada tek başıma dolanıp durma özgürlüğü mü? | Open Subtitles | ان اتسأل لوحدي في عالم لم اعش به طوال ثمانين عاما ؟ |
Evet, bu kocaman, boş evde ne yapayım tek başıma? | Open Subtitles | و ماذا يفترض بي فعله لوحدي في بيت كبير و فارغ ؟ |
Bu şehirde tek başıma eve çıkamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تحمل الشقة لوحدي في هذه المدينة. |
Beni sokakta tek başıma bırakmasını aklım almadı, anlıyor musun? | Open Subtitles | لم أستطيع أن أفهم لماذا تركنيّ لوحدي في الخارج، هل تعرفين؟ |
Hayatım boyunca benimle ilgilendi ve şimdi büyük şehirde tek başıma olduğumu düşünmek onun için korkutucu. | Open Subtitles | لقد إعتنت بي طوال حياتي ومن المخيف بالنسبة لها التفكير في سكني لوحدي في مدينة كبيرة. |
Evde tek başıma oturuyordum ve sadece en iyi arkadaşımın gelip benimle televizyon izlemesini umuyordum. | Open Subtitles | وأنا كنت أجلس لوحدي في المنزل، على أمل أن تأتي صديقتي الفضلى وتشاهد التلفاز معي. |
Ofiste tek başıma otururken, otomatik düzeltmeyi değiştirdim. | Open Subtitles | عندما خلوت لوحدي في مكتبها غيرت مصحح الأخظاء الخاص بها |
Eğer o binada yalnız başıma olsaydım o yanan binada bir ben olaydım... | Open Subtitles | لو كنت لوحدي في ذلك المبنى الشخص الوحيد في ذلك المبنى المحترق |
Hayattaki en büyük korkum bir gün yalnız başıma kalmak. | Open Subtitles | أكبر خوف لي بالحياة أن ينتهي بي الامر لوحدي في النهاية |
Çünkü bu, dün gece beni bir restorantta yalnız başıma bıraktığı için Coop amcayı anlamam için en geçerli sebep olur. | Open Subtitles | 'لأنه السبب الوحيد الذي يمكن أن افهم من العم كوبر لتركه لي جالسة لوحدي في المطعم ليلة أمس |
Kasada tek başımayım. | Open Subtitles | انا لوحدي في تسجيل الطلبات (ساندرا), أ بمكانك انت او (مارتي) تأتون لمساعدتي؟ انا لوحدي في تسجيل الطلبات |
ve ben evde tek başımayım. | Open Subtitles | وأنا هنا لوحدي في المنزل |