Birinini ağırlığı diğerinden ya daha az ya daha fazla ya da ağırlıkları eşit. | TED | أحد الحقائب هو الأكثر وزنًا أو الأقل وزنًا أو مساوٍ لوزن الآخر. |
Kızın ağırlığı ve çöken kısıma bakılırsa yaklaşık 10 metreden düştüğü görülüyor. | Open Subtitles | إستناداً لوزن الضحية وعمق الضربة يبدو أنها وقعت 35 قدماً |
Burada kuzey-merkez Luzon'da gerilla birlikleri var. | Open Subtitles | يُدير وحدات فدائية هنا في وسط شمال لوزن |
Yanlış cevap yok. Belirli bir kiloya ulaştığında oluşan bir durum bu. | Open Subtitles | إنها حالة تحصل عندما تصل لوزن معين |
- Peki Lausensch... | Open Subtitles | إنهم مُتوقعون بهذه الطريقة - ماذا بشأن " لوزن ... |
Atmosfer ağırlığını tartmak için bir yol bulmuşlardı. | Open Subtitles | وجدوا طريقة لوزن الغلاف الجوي. |
Kısmen sıvıya batmış bir nesneye kaldırma kuvveti etki eder. Bu kuvvet batan nesnenin taşırdığı sıvının ağırlığına eşit. | TED | يطفو الجسم المغمور جزئياً في سائل ما بواسطة قوةٍ مساويةٍ لوزن السائل الذي أزاحه هذا الجسم. |
Bir insanın ağırlığı ağacı ortadan ikiye yarabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه الشجرة متعفنة في الداخل، يمكن لوزن شخص أن يكسرها إلى نصفين. |
Şu andaki şeklinde uçağın ağırlığı ne kadardır sence? | Open Subtitles | ما هو تقديرك لوزن الطائرة و هي على حالتها؟ |
Anne, erkeklere bırakıyorsun ağırlığı, kendi ağırlığına ulaşana kadar bezini değiştirmiyorlar. | Open Subtitles | - حبيبتي، لا أعرف - أمي، أنتِ تتركيها مع إخوتي وهم لا يغيّرون حفاضتها حتى يصبح وزن الحفاضة مساوٍ لوزن الطفلة |
Kafatası pek zarar görmemişti ama yüze boyut eklemeden önce maktulün tahmini ağırlığı gerekiyor. | Open Subtitles | كانت الجمجمة سليمة نسبياً لكن قبل أن أضع بعداً للوجه... أحتاج لمقدار تقريبي لوزن الضحية. |
Örneğin, pofuduk sünger kek pişirdiğimizde, ortaya çıkan güzel ziyafet fırına giren kek hamurundan çok daha büyük olsa da, kek hamurunun ağırlığı hâlâ kekin ağırlığı ile buharlaşan nemin toplamıdır. | TED | مثلاً،عندما كنا نخبز كعكة اسفنجية ناعمة، على الرغم من أن الناتج طيب المذاق إنه أكبر بكثير من حجم خليط الكعكة التي وصلت إلى الفرن، وزن خليط الكعكة مازال مساوياً لوزن الكعكة بالإضافة إلى الرطوبة التي تبخرت. |
MacArthur güneydeki adaları fethetmiş, buraya Luzon'a gelmiş. | Open Subtitles | مكارثر) إحتل الجزر الجنوبية) سيهبط هنا في لوزن |
İstediğim kiloya ulaşabildim. | Open Subtitles | هدفي هو الوصول لوزن مثالي |
- Peki Lausensch... | Open Subtitles | إنهم مُتوقعون بهذه الطريقة - ماذا بشأن " لوزن ... |
Hükümetin gönderdiği eti tartmak için. | Open Subtitles | لوزن حصص لحوم البقر الحكومية |
kalabileceğini açıklayabiliriz. Eğer geminin alt omurgasının batan hacmi geminin ağırlığına eşit olursa, üst bölmesinde ne olursa olsun gemi suyun üstünde batmadan kalabilecektir. | TED | إذا كان وزن الماء المُزاح من قبل الوعاء الموجود تحت سطح السفينة مساوياً لوزن السفينة، فكل الأشياء الموجودة فوق السطح، ستطفو فوق الماء. |