Ağ sayfamızda bir süre boyunca bu fotoğraf durdu ancak bu fotoğrafı koyduktan sonra, artık iş başvurularının olmadığını farkettik. | TED | كانت لدينا هذه على موقعنا لفترة، لكننا أكتشفنا بعد وضعها على موقعنا ، لم يتقدم أي شخص لوظيفة بعد ذلك. |
Başka bir deneyde, deneklerimize muhtemel bir iş adayının bilgilerini sunduk. | TED | في تجربة أخرى، قدمنا للمشاركين لدينا معلومات عن متقدم محتمل لوظيفة. |
- Hayır, aslında öyle değil. bir işe ihtiyacım var. - Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | لا ليس حقيقة أحتاج لوظيفة إلى أين ستتوجة؟ |
Ancak, senin yardıma, benim de işe ihtiyacım var öyleyse, haydi pişirmeye başlayalım. | Open Subtitles | ولكنكِ بحاجة للمساعدة وأنا بحاجة لوظيفة لذا .. دعينا نباشر بالطهي أتعنين كلامكِ؟ |
Pekala, eğer iş için gelmediysen, sana Şerif Bock'ın hizmetlerini önerebilirim. | Open Subtitles | حسنا إن لم تكن تسعى لوظيفة فيمكنني أن أقدم لك خدمات |
Asistanlık işi için görüşecektik. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابلك لوظيفة المساعدة |
Ama, şu iş konusunda neden bukadar gizli davrandığını inan anlayamıyorum. | Open Subtitles | ولكني لا أفهم لما تبقين الأمور بسرية تامة لكونكِ بحاجة لوظيفة |
İş başvurusu için sizden biri hakkında bilgi almak istiyorum. | Open Subtitles | نريد أنّ نعلم بعض المعلومات، عن شخصٌ مرشح لوظيفة لدينا. |
Senin yardıma ihtiyacın var, benim de bir işe . | Open Subtitles | تحتاجين لمساعدة إضافية في العمل، وأنا أحتاج لوظيفة ما |
Kariyer yapamayacağım bir işe saplanmış olabilirim, ama bu demek değildir ki benim de hedeflerim yok. | Open Subtitles | هيه ، لمجرد أنني عالق في الوقت الحالي في نهاية مغلقة لوظيفة لا مستقبل لها فلا يعني ذلك بأنه ليست لدي طموحات أكبر |
Eğer arkadaşın para aklıyorsa, neden ikinci bir işe ihtiyaç duysun ki? | Open Subtitles | لو كان صديقك يقوم بغسل الأموال, فما حاجته لوظيفة ثانية؟ |
Aslında sen şimdi bu şekilde söyleyince işe yarayabilir gibi geldi. | Open Subtitles | في الحقيقة، بعد صياغتك الجديدة لوظيفة البرنامج أعتقد بأنّ الأمر سينجح |
Başkentteki işe seni önerdiğim için oraya taşınma ihtimalini umursamadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تظنين لأنني أوصيت بك لوظيفة العاصمة أنني لا أهتم باحتمال انتقالك للعاصمة؟ |
15 yıllık haber ve eğlence kariyerimden dokuz aylık işsizliğimden sonra ve bu görüşmede, giriş seviyesi bir iş için teklif aldım. | TED | بعد 15 عامًا في الأخبار والترفيه، تسعة شهور من غير عمل وهذه المقابلة الوظيفية، كان لدي عرضًا لوظيفة من مستوى مبتدئ |
Bir çalışanım olsaydı başka bir iş için görüşmeler yaptığını düşünürdüm | Open Subtitles | لو كانت موظفة, كنت لأشك بأنّه كانت تقوم بمقابلة شخصية لوظيفة أخرى |
Karar veremedim, hizmetçilik işi için mi gelmiştin bana, yoksa sekreterlik işi için mi? | Open Subtitles | لوظيفة مدبرة منزل أم سكرتيرة لمحامى وأبقيتك |
İki numaralı güvenlik işi için 80 bin dolar yabana atılacak bir rakam değil. | Open Subtitles | ثمانون ألف دولار سنويًا مرتب لا يُرفض لوظيفة أمنية من الدرجة الثانية |
Snuffy buraya iş bulmak için geldi, ona bir iş ayarlayabilir miyiz ne dersiniz? | Open Subtitles | (سنوفي) هنا وهو بحاجة لوظيفة الآن. ربما يمكننا إقناع الرئيس لتوظيفه لكي يخرج أخوه؟ |
İdareci pozisyonu için başvurduğumda 29 yaşındaydım. | Open Subtitles | عندما تقدّمتُ لوظيفة نائب الرئيس أوّل مرّة، كنتُ أبلغ 29 عاماً |
Annem reddedemeyeceği bir iş teklifi aldı. | Open Subtitles | أمي حصلت على عرض لوظيفة لا يمكنها أن ترفضها |
Sana sunduğum istediğin işi yapman için bir fırsat-- senin için iyi olabilecek bir işi. | Open Subtitles | ما أعرضه عليكِ هو فرصة لوظيفة أردتها ... وظيفة قد تكون مناسبة لك |