Çok Uzun zamandır öğretmenlik yapıyorum senin yaşının iki katı artı bir kaç yıl daha. | Open Subtitles | لقد كنتُ استاذاً لوقتٍ طويل. ضعف المدة التي عشتيها بالإضافة لبضعة سنوات. |
Geleneksel tıp Uzun zamandır bunun geri çevrilemez olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ادّعى الطب التقليدي لوقتٍ طويل بأنّه لا يمكن عَكْسَه |
Bir dakika için bu nehirdeki eğim veya kıvrımları izleyin, bir yerde uzun süre kalmadığını göreceksiniz. | TED | انظروا لدقيقة لأي التواء أو منحنى في هذا النهر، وستروا أنها لا تبقى في المكان ذاته لوقتٍ طويل. |
Bu evrende doğduğunda, çok uzun süre kalırsın. | Open Subtitles | عندما ولِدتَ في هذا الكون، أنت موجود فيه لوقتٍ طويل جدًا. |
- Söz veriyorum, başlamayacağım. Uzun süredir bu deri-giysinin içindesin. Bunu unuttun. | Open Subtitles | ،لقد ارتديتِ تلك البزة الجلدية لوقتٍ طويل .حتى أنكِ نسيتِ، كانت هناك مارجريت بلين حقيقية |
Ve dünyayı ve arkadaşlarını farklı bir gözle görmek için Uzun süredir kanser olmana gerek yok. | Open Subtitles | و ليس عليك أن تصاب بالسرطان لوقتٍ طويل لترى العالم كله بشكل مختلف و لترى اصدقائك بشكل مختلف. |
Yani, sizleri o kadar uzun süre görmemek çok garip olacak. | Open Subtitles | سيكون غريباً, عدم رؤيتكما يا رفاق لوقتٍ طويل. |
Uzun zamandır efendilerimizin arzuları için yaşayıp, ölüyorduk. | Open Subtitles | لقد عِشنا وخسرنا تحت نزوات أسيادنا لوقتٍ طويل للغاية |
Uzun zamandır efendilerimizin arzuları için yaşayıp, ölüyorduk. | Open Subtitles | لقد عِشنا وخسرنا تحت نزوات أسيادنا لوقتٍ طويل للغاية |
Uzun zamandır az da olsa delisin. | Open Subtitles | .. أعني, لقد كنتَ على الأقل شبه مجنون لوقتٍ طويل |
Uzun zamandır özgürce dolaşan bir katili tutuklamakla kalmadık masum bir adamın adını da temizledik. | Open Subtitles | لم نعتقل مُجرماً ظلّ طليقاً لوقتٍ طويل فقط، إنّما برّأنا كذلك ساحة رجل أُتّهم ظُلماً. |
Üzgünüm, anneni uzun süre görmeyeceksin. | Open Subtitles | آسف، فإنّكَ لن ترى أمّكَ مُجدداً لوقتٍ طويل. |
Bir süreliğine oradan alışveriş yapmayı kestim. Ama bir adam mahalle marketinin buritos'ları olmadan uzun süre yaşayamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكن للمرء أن يعيش معتمداً على مطعم الوجبات السريعة لوقتٍ طويل |
O dakikadan sonra da gerçeği bileceğin için hiçbir işte uzun süre tutunamazsın. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين, لن تكون قادرآ على العمل لوقتٍ طويل لأن عليك أن تعرف الحقيقة |
Uzun süredir bu deri-giysinin içindesin. Bunu unuttun. Gerçek bir Margaret Blaine vardı. | Open Subtitles | ،لقد ارتديتِ تلك البزة الجلدية لوقتٍ طويل .حتى أنكِ نسيتِ، كانت هناك مارجريت بلين حقيقية |
Araç yolu da Uzun süredir kullanılmamış. | Open Subtitles | و لم يقد احد سيارته على هذا الطريق لوقتٍ طويل ايضاً |
Senin kaçıp saklanabileceğin bir yer oldu çünkü o kadar Uzun süredir bunun peşindesin ki onsuz kim olduğunu öğrenmekten... | Open Subtitles | ولكنّكِ كنتِ تطاردين هذا لوقتٍ طويل لدرجة أنّكِ أصبحتِ خائفة أن تكتشفي |
Yahudiler çok Uzun zaman boyunca sürgünde yaşadı. | Open Subtitles | إسمع, عاشوا اليهود في فترة إغتراب لوقتٍ طويل |
"Bunu Uzun bir süre inkâr etmeye çalıştım çünkü seni seviyorum" | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إنكار هذه الحقيقة" لنفسي لوقتٍ طويل لأنني أحبكِ" |
çok uzun bir zaman boyunca aklımdan çıkmayan iki bilinmez vardı. | TED | لوقتٍ طويل جدًا، كانت لدي مشكلتان تشغلان تفكيري. |
Babamın yaptıklarının gölgesinde fazla uzun kaldım biliyorsun. | Open Subtitles | كما تعرفين، عشتُ في ظلّ أفعال والدي لوقتٍ طويل |
- Evet, ortada bir kapı var ama dayanması uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | نعم , هناكَ بوابةٌ في منتصفه - ولكنّها لن تصمد لوقتٍ طويل - لنذهب |
Bu adamların uzun süreliğine ortadan kaybolmaları gerek, Carter. | Open Subtitles | إنّا على بعد شارعين من القسم. -هذان الرّجلان يجب أن يختفيا لوقتٍ طويل يا (كارتر ). |