Bazen, ölümün ardından kısa süreliğine de olsa yaşam bilinci etkilerini barındırabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا يمكنه حفظ فكرة وعي حي لوقت قصير بعد الموت |
Bazen, ölümün ardından kısa süreliğine de olsa yaşam bilinci etkilerini barındırabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا يمكنها الاحتفاظ بفكرة وعي حي لوقت قصير بعد الموت |
Ancak yine de uzun zamandan beri ilk defa dünyanın tersine dönmediği bir yer bulmuşlardı, yalnızca kısa süreliğine olsa da. | Open Subtitles | ومع ذلك، لأول مرة منذ وقت طويل، وجدوا مكاناً يبدو فيه العالم صحيحاً، ولو لوقت قصير. |
Ne zaman buluşsak kimsenin olmadığı bir yerde kısa bir süre görüşüyoruz. | Open Subtitles | وقتما نتقابل، نحن نتقابل في مكان ليس بهِ أيّ شخص لوقت قصير |
Hiçbir şeyden korkmayın. kısa bir süre sonra gençliğiniz sona erecek, ve asla geri gelmeyecek. | Open Subtitles | إن شبابك سيدوم لوقت قصير و لن تستعده مرة أخرى أبداً |
Savunma isterse, kısa bir süre için ara verebilirim. | Open Subtitles | اذا كان الدفاع يرغب سأقوم برفع القضية لوقت قصير |
Kısa bir süreliğine burada, bir kız arkadaşı var, ve çok yakında da gidecek. | Open Subtitles | إنه هنا لوقت قصير لديه حبيبة و سيغادر قريباً |
Tarifini Mısır'da öğrenmiştim, orada kısa süreliğine yılan oynatıcılığı yapmıştım da. | Open Subtitles | إنها وصفة تعلمتها في "مصر"، حيث عملت كملاعبة أفاعي لوقت قصير. |
Sadece kısa süreliğine. | Open Subtitles | انه فقط لوقت قصير |
Ne yazık ki bu kadar kısa süreliğine çalışmak üzere programlanmamış. | Open Subtitles | هي لم تبرمج للعمل لوقت قصير |
Beni sormak için amcanı aradığında eski dostu Faris Al-Farik'in, eğitimini kısa süreliğine kesmeni istediğini söyle. | Open Subtitles | عندما تتصل بعمّك للسؤال عنّي أخبره بأنّ صديقه القديم (فارس الفارق) طلب إليك أن تقطع دراستك لوقت قصير |
Yıllar önce, Tony kısa süreliğine | Open Subtitles | منذ سنوات عمل (توني) لوقت قصير |
kısa süreliğine. | Open Subtitles | لوقت قصير |
kısa süreliğine. | Open Subtitles | لوقت قصير |
Daniel kısa bir süre Merlin adında eski bir Alteran'la zihin paylaşımı yaptı. | Open Subtitles | دانيال شاركَ أفكارهُ مع آلتيرانز السابق سُمى مرلين لوقت قصير |
Triniadlı ataların yok, ve de hiç olmadı, kısa bir süre için bile... | Open Subtitles | ليس لديك جذور ترينيداد لم تكوني ابداً حتى لوقت قصير |
Yapma baba. kısa bir süre buradayız. | Open Subtitles | حسنا ابى اننا هنا فقط لوقت قصير |
Güç kalkanı çok kısa bir süre için açılabilir. | Open Subtitles | لا يمكننا فتح درع الطاقة إلا لوقت قصير |
-Bay Coward için de çalışmıştım. kısa bir süre. | Open Subtitles | - لقد عملت لدى السيد "كاورد" لوقت قصير - |
Kısa bir süreliğine. Erken gitti. Biraz asosyaldir. | Open Subtitles | لوقت قصير, فقد غادر مبكراً, فهو صعب المراس إجتماعياً |
Üstelik bırakmadan önce okula Kısa bir süreliğine gelmişti. | Open Subtitles | وأيضًا ذهبتْ للمدرسة لوقت قصير قبل تركها |