- Şimdi, Lucas'ın oldukça kuvvetli haplar - kullandığını biliyoruz. | Open Subtitles | الآن نحن نعرف أن لوكاس كان يتناول بعض الحبوب الجميلة |
Söylenenlere bakılırsa, Lucas hala Grace'i seviyordu ve Ryan'da bunu biliyordu. | Open Subtitles | يبدو لي أن لوكاس كان لا يزال يحب جريس وريان على علم بذلك |
- Demek, Lucas yıllardır bu olayla yaşamış | Open Subtitles | نعم , ولكن يبدو وكأن لوكاس كان مطارداً لسنوات عدة |
Rapora göre Lucas'ın kanında 98 mikrogram, | Open Subtitles | وفقاً للتقرير أيضاً " لوكاس " كان لديه 98 مايكروغرام |
Şey, Lucas'ın bana en son verdiği şey karışık bir kasetti. | Open Subtitles | ... حسناً لنرى اخر شيء اهداني اياه لوكاس .. كان شريط اغاني منوعة ..... |
Sen ve sezon sonrası her maçta oynayan Lucas, eyalet şampiyonluğunu kazandınız, bu yüzden umutsuzca bir çapanoğlu arıyorlar. | Open Subtitles | الذي لم أرغب كلام مثل ذلك يصدر منك بصوت عالي أنظر, بالبداية, لقد ربحت بطولة الولاية وأي لعبة لعبها لوكاس كان حوالي 15 دقيقة |
Ne oldu da Lucas Amcam böylesine sinirlendi, anne? | Open Subtitles | لماذا عمي لوكاس كان غاضب جدا يا أُمي ؟ |
- Lucas durumu biliyor ve onun için içiyordu | Open Subtitles | وأن لوكاس كان يعرف ولذلك كان يشرب |
- Lucas bütün gece uyanıktı. - Ben de öyle. | Open Subtitles | لوكاس كان مستفيق طوال الليل - أنا ايضاً - |
Lucas başını yastığa koyar koymaz uyudu. | Open Subtitles | لوكاس كان نائماً قبل ضرب رأسه وسادة. |
Lucas da gittiği için üzgündü. | Open Subtitles | لوكاس كان حزين للمغادرة ، ايضاً |
Lucas diğer bebeklerden biraz daha farklıydı. | Open Subtitles | لوكاس كان مختلف عن بقية الأطفال |
Peyton. Onla konuşmalısın. Lucas'ın daha iyi atış şansı vardı. | Open Subtitles | بيتون) , عليكِ بالتحدث اليه (لوكاس) كان) لديه الفرصه الأفضل , لقد رأيتيه , صحيح ؟ |
Lucas, Chris Keller'la yataktaydı. | Open Subtitles | ما مدى سوءه ؟ لقد حلمت أن (لوكاس) كان بالسرير مع (كريس كيلر) |
Çünkü Lucas gerçekten korkmuştu. | Open Subtitles | لأن لوكاس كان فعلا مرتعب |
Lucas ilgi açlığı çekiyordu. | Open Subtitles | لوكاس " كان جائع لأجل الإهتمام " |
- Lucas tek çocuktu. | Open Subtitles | لوكاس كان الطفل الوحيد |
Lucas, Dan'in daha önceden ödemiş olduğu malzemeleri tekrar satıyordu. | Open Subtitles | هذا إحتيال (لوكاس) كان يعيد بيع اللوازم التي دفع (دان) ثمنها مسبقا |
Evet. Lucas satış mağazası gibiymiş. | Open Subtitles | نعم، لوكاس كان مخزن الشبكة. |
Lucas'ın bebek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم . لكن لوكاس كان طفل |