Sanırım onun durumunda, o turuncu saçın cazibesine kapılmıştır. | Open Subtitles | أعتقد في حالته كانت تخدعه بشعرٍ لونه برتقالي |
Basketbol topu kadar turuncu 41 yaşında bir hastamız var. | Open Subtitles | حسناً، لدينا ذكر يبلغ واحد وأربعون عاماً لونه برتقالي ككرة السلة |
Fotoğraflara bakınca aklıma bir fikir geldi. - Ceset turuncu çizgi üzerindeydi. | Open Subtitles | أعتقد أني عندما شاهدت هذه الصورة كان هناك خط لونه برتقالي على موضع الجثة |
Önce arabaları küçülttüler, şimdi de turşuları turuncu yaptılar. | Open Subtitles | اولا استطاعوا تصغير السيارات والآن جعلوا المخلل لونه برتقالي |
Aslında bir miktar daha turuncu olmalıydı. Demek ki, bu asit. | Open Subtitles | في الواقع، ربما يكون قد اصبح لونه برتقالي بشكل اكثر نوعا ما. |
Bir bb serisi, turuncu ve beyaz türünün tek örneği. | Open Subtitles | "آليمنوحدة"بي بي, لونه برتقالي و أبيض , فريداً من نوعِه. |
Şimdi ise gösterge kâğıdı turuncu kalıyor. | Open Subtitles | الآن مؤشر الورقة يبقى لونه برتقالي. |
turuncu olup eriyen şey nedir? | Open Subtitles | ما لونه برتقالي وينصهر؟ |
Rengi de turuncu. | Open Subtitles | و كان لونه برتقالي |
Mesela 3 rakamı turuncu. | Open Subtitles | مثال العدد 3 لونه برتقالي |
Bu arada, O'Malley ve Sherry'nin kovaladığı canavar turuncu siyah. | Open Subtitles | و بالمناسبة، فإنّ الوحش الذي يقوم (أومالي) و (شاري) بملاحقته لونه برتقالي و أسود |