Kızı kontrol altında tutmak için kullandığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه قام بأستخدامه معها ليبقيها تحت سيطرته |
Onu güvende tutmak için 2000 yıl bekleyen bir adama aşık olacağını söyle. | Open Subtitles | انها سَتَقِع في حب رجل سينتظر ألفين سنة ليبقيها آمنه |
Onları gizli tutmak için herşeyi yapacaktır. | Open Subtitles | وسوف يفعل أي شيء ليبقيها مخفية |
Bilirsin,onu mutlu, ve senden uzakta tutacak. | Open Subtitles | كما تَعلمين , ليبقيها سعيدة وبعيدة عن كاهِلكِ |
Muhtemelen yalnızca bilincini açık tutacak kadar ama onu döverek bayıltacak kadar kullanmıştır. | Open Subtitles | إنه غالبًا استخدم مايكفي ليبقيها واعية، لكن مايكفي ليشل مقاومتها. |
Güvende tutmak için bıraktı. | Open Subtitles | تركه هناك ليبقيها أمنة لذلك شكراً لك |
Şey, İsis 'ruhu yakalamak için bir ceset mummifies o yeni bir vücut bulana kadar geçmeden onu tutmak için. | Open Subtitles | حسناً ، هو يحنط جثة ليتعقب روح (آيزيس)ِ ليبقيها تتقدم حتى يجد لها جسد جديد |
Onu mutfakta tutacak herhangi bir şey. | Open Subtitles | ببساطة,أيشيء ليبقيها في المطبخ. |