Ben de çocukları kurtarmak istiyorum ama Keşke çatımı bana bıraksaydın. | Open Subtitles | أنا متحمس لإنقاذ الصغار لكن ليتك لم تقطع سقف منزلي بالمنشار |
Odanızda uydurduğunuz hikayeye bağlı kaldım... ama Keşke daha mantıklı bir şey uydurmuş olsaydınız. | Open Subtitles | ولا شئ لقد تمسكت بالقصة التى رويتها امس فى غرفتك لكن, ليتك اخترعت قصة اكثر اقناعا |
Keşke yapmasaydın. Bölgeyi temiz tutuyorlar. | Open Subtitles | ليتك لا تفعل هذا أنها تحافظ على نظافة المنطقة |
Umarım çeyiz evine kurmama da izin verirsin. Çok kullanışlı. | Open Subtitles | ليتك تدعيني اركبها في منزلك, انها مريحه جداَ. |
Bunu olacağını bilseydim pislik gibi davranmaya devam etmeni isterdim. | Open Subtitles | لو أنني عرفت بأنّ هذا سيحدث فيا ليتك بقيت متعجرفًا |
Keşke daha önce söyleseydin, gördüğün gibi ben zaten birini seçtim. | Open Subtitles | ليتك أتيتني باكراً، فكما ترى فلقد اخترت شخصاً غيرك |
"Keşke beni rahatsız eden şeyi oturup konuşacak kadar olgun olsaydım" de. | Open Subtitles | وقولي ليتك كنت بالنضج الكافي، لتتكلّمي معي بخصوص ما يزعجك |
Keşke siz de gelip yerinin ne kadar yeşerdiğini görseydiniz. | Open Subtitles | ليتك أتيت كانت لتخفف عنك رؤية مدى اخضرار المكان |
Keşke bunu 5 saniye önce söyleseydin. | Open Subtitles | من الأرجح انه أكثر ثباتا من الابواب الآخرى ليتك قلتلي هذا قبل خمس ثواني |
Keşke bunu ona hafızasını kaybetmeden önce söyleseydin. Şakaydı! | Open Subtitles | يا ليتك اخبرتيه قبل ان يفقد ذاكرته كانت مزحة |
Keşke şu maçları benimle izleseydin. Konuşup kaynaşabilirdik. | Open Subtitles | ليتك تتابع هذه المباريات معي ليتسنّى لنا التحدّث و مناقشة الأمور |
Eve geleceğiniz zaman Keşke bana haber verseniz! | Open Subtitles | ليتك تخبرني عندما تخطط للعودة إلى المنزل |
Keşke bana seni mutlu ettiği için, istediğin için, güçlü hissettiğin için, seni heyecanlandırdığı için o iki çocukla seks yaptığını söyleseydin... | Open Subtitles | ليتك فقط أخبرتني أنك قمت بعلاقة مع هذين الولدين لأن ذلك أشعرك بالسعاد, لأنك أردت فعل ذلك |
Keşke bana daha önce söyleseydin, ama anlıyorum... anlıyorum korkmuştun, o yüzden... | Open Subtitles | ليتك أخبرتني من قبل لكنني أتفهم أنكما كنتما خائفين |
Güzel hikayeydi. Sadece, bana beyin sarsıntısı vermeden önce Keşke bana bir söyleseydin. | Open Subtitles | قصّة مقنعة، ليتك فقط أخبرتني .قبلما تُمني دماغي بارتجاج |
Eve geleceğiniz zaman Keşke bana haber verseniz! | Open Subtitles | ليتك تخبرني عندما تخطط للعودة إلى المنزل |
Ama Keşke daha tecrübeli inşaatçılar getirmeme müsaade etseniz. | Open Subtitles | سأطّلع عليه، لكن ليتك تدعني أجلب عمال بناء يتمتعون بخبرة أكبر |
Keşke izin versen de şu gammazı bir pataklasam. | Open Subtitles | ليتك تتركنى ابرح ذلك الواشى ضربا |
Umarım evden binlerce kilometre uzaktayken ve bariz bir şekilde azgınken bir şey yapmamışsındır. | Open Subtitles | وجهة نظر مثيرة للإهتمام ليتك لم توضح هذا المنظور وأنت تبعد عني 2000 ميلاً ومشتاق إلى الجنس |
Umarım balık yiyorsunuzdur. Çok lezzetli. | Open Subtitles | ليتك تتناول سمك الهادوك ، إنه لذيذ |
İşte yine şişmanlığımla alakalı espriler başladı. Biliyor musun, ateş ettiğinde hedefi vurabilmeni isterdim. | Open Subtitles | ها قد بدأنا بالنكات عن البدانة، ليتك تصيب الأهداف بنفس البراعة |
Bunu bana daha önceden söylemeni dilerdim. | Open Subtitles | ليتك قلت لي هذا في وقت مبكر |
Joanie, bir görseydin. Tanrım, tam bir felaketti. | Open Subtitles | ياجوني, ليتك رأيته, ياإلهي يالها من كارثة |