Telefonunu koltuğun altında bırakmış. İçinde bizden birinin bulması için bir videosu vardı. | Open Subtitles | لقد تركت هاتفها الخلويّ أسفل مقعد السيّارة، وبه رسالة مُصوّرة ليجدها أحدنا. |
Birinin bulması için, damgalı pullu ama postalanmamış bir mektup bırakın. | Open Subtitles | اترك رسالة مختومة وموضوع عليها الطوابع ولكن غير معنونة ليجدها شخص أخر |
Ama kimyasal serpintiden sonra Natesville'de hiç köstebek kalmadığından, arka bahçeyi kazıp, içlerine Jimmy'nin bulması için hediyeler bırakıyorduk. | Open Subtitles | وبما ان نايتسفل لم يتبقى بها اية غرير بعد التسرب الكيميائي قررنا ان ننشئ خاصتنا في الحديقة الخلفية وملئناها بحلويات ليجدها جيمي |
Melanie, ortada birileri bulsun diye dosyaları bırakmadı. | Open Subtitles | ميلاني.. إنه لن يقوم بترك مستندات .مبعثرة ليجدها أي أحد |
Birileri gelip bulsun diye kızı orada mı bıraktın? | Open Subtitles | ستتركها بالأعلى ليجدها أيّ أحد؟ |
Veri yolunda, birinin bulması için kasten bırakılmış bir mesaj var. | Open Subtitles | ... فُهناك رِسالة تم إرسالها ... لشخص ما عمدًا، ليجدها |
Tindle'i buraya bahçeye gömecek ve herkesin bulması için yeni kazılmış toprağı bu şekilde bırakacak kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أتظن أننى أحمقاً لكى أدفن "تيندل" هنا ... فى الحديقة وأترك تلك البقعة المحفورة حديثاً ليجدها أى شخص ؟ |
bulması için kafasını kutuya koymuşlardı. | Open Subtitles | وضعوا رأسها بصندوق ليجدها |
Ve Briggs'in bulması için oraya bıraktım. - Briggs'in sarin gazını taşıyanlardan biri olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | رسمت خريطة لعقلي وتركتها لـ(بريغز) ليجدها. |
Bilgiyi Brandon bulsun diye yollamadı. | Open Subtitles | لم يرسل المعلومة ليجدها " براندون " |
Biriniz bulsun onu. | Open Subtitles | حسنا, شخص ما يذهب ليجدها |