Sanırım kimse sadece farklı renkte bir şeker almak için şimdi dışarı çıkmaz. | Open Subtitles | حسناً، لا أعتقد أن أحد سيذهب الآن ليحصل على لون آخر من المارشميلو. |
Bunun bir nedeni George H. W Bush’un Irak’ta savaşmadan önce küresel topluluğun desteğini almak için BM’ye gitmesi. | TED | السبب الرئيسي لأن بوش الأب ذهب للأمم المتحدة ليحصل على دعم المجتمع الدولي قبل أن يحارب في العراق |
İyi ışık almak için, babanın lambayı temizlemesi gibi... | Open Subtitles | وكما ينظف والدك مصباحه . ليحصل على ضوء جيد |
Hiçbirimiz övgü kazanmak için, birbirimizin boyununu kırmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس على احد منا ان يكسر عنق الآخر ليحصل على على نظرة إعجاب أو تقدير |
O şey, ideal eşini bulmak için her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | ذاك الشيء بإمكانه فعل أي شيئ ليحصل على رفيقته المثالية |
Amerikalıların parasını alacak. | Open Subtitles | إنه لا يستطيع الإنتظار ليحصل على كل نقود الأمريكان |
Şuna bak. Bize şoför ehliyetini almak için kimin ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | عجباً ، عجباً ، أنظروا من احتاج لنا مجدداً ليحصل على رخصة السائق |
Yani, Güçlerini almak için onu canlı tutmaya ihtiyaçları olmazdı. | Open Subtitles | أعني، إنه لن يحتاج لبقائها حية ليحصل على قدراتها |
Benimle Baudelaire servetini almak için evleniyor. | Open Subtitles | لقد كان يتزوجنى فقط ليحصل على ثروة العائلة |
Kendine güvenen bir adamdı. Annemle, parayı almak için yakınlaştı. | Open Subtitles | كان محتالًا، تظاهر بأنه يحب أمي ليحصل على المال |
Peki, bir erkek buralarada çiçek çelengi almak için ne yapmalıdır? | Open Subtitles | اذا ماذا على الرجل ان يفعل ليحصل على اكليل من الزهور هنا ؟ |
Göçmenlik Bürosu'nun sistemine girebilmek için kullanmış. - Sevgilisine Yeşil Kart almak için. | Open Subtitles | إستعمله لإختراق قاعدة بيانات دائرة الهجرة والجمارك ليحصل على الإقامة الدائمة لحبيبته. |
Etrafta. Cevap almak için hızlanıyor ve kolluk güçlerini hedef alıyor. | Open Subtitles | إنه في المحيط إنه يقوم بالتسارع ليحصل على استجابة وهو يستهدف القوات المسلحة |
..yeteri kadar para kazanmak için iki işte çalışıyor? | Open Subtitles | لدية عملين , فقط ليحصل على مال كافي ليبعدة عن ألإنكسار |
17 yaşında, Henri iş bulmak için bir dükkana başvuruda bulundu. | Open Subtitles | عندما بلغ هنرى سن السابعة عشر ذهب الى متجر ليحصل على وظيفة |
Bu adam insanların başına oturuken, acaba öğretmenlik derecesini alacak zamanı nasıl buldu? | Open Subtitles | هذا الرجل الذي يجلس على رؤوس الآخرين ، أتساءل أين وجد الوقت ليحصل على شهادته في التعليم |
Ağız arıyor. Sadece bedava şerbet almaya gelmiş. | Open Subtitles | إنه فقط يلفق القصص ليحصل على المشروبات مجانآ |
Ya da o şişkonun, diğer 5000'liği... alması için aşağıya inip... kumar masalarında şansını denemesini mi istiyorum? | Open Subtitles | أم هل أريد أن أمنح الفرصة للفتى البدين إذا كان عليه الحضور ليحصل على 5 آلاف الدولار الأخرى ليجرب حظه هنا في ألعاب الحظ؟ |
Nitekim, pamukta bu koyulukta bir renge ulaşmak için onu çivit mavisine 18 kez batırmak gerekir. | TED | وفي الواقع، القطن قد يستغرق ما يصل إلى 18 غمسة في النيلي ليحصل على لون بهذه الدكانة. |
Tuttuğu şeyi alabilmek için kadının sağ el parmaklarını kesmiş. | Open Subtitles | إضطر إلى كسر أصابع اليد اليمنى ليحصل على الشئ الذى تمسكه |
İstikrarlı biçimde güvenilir sonuçlar elde etmek için onları tekrar tekrar yaptı. | Open Subtitles | قاسها مراراً وتكراراً ليحصل على نتائج صحيحة ثابتة |
Ve daha fazla güce sahip olmak için her şeyi yapacak bir kişininkine uyan bir geçmişi var. | Open Subtitles | ولديه سجل حافل يلائم شخصاً لديه الطريقة والذي سيقوم بأي شيء ليحصل على المزيد من القوة |