Bir taşıma sistemi. Taşınabilen ekinler. Polenler genetik olarak virüs taşımak için değiştirilmiş. | Open Subtitles | نظام نقل المحاصيل تم تعديله ليحمل بدلا منه الفيروس |
Bir asker yaşlı bir kadını taşımak için tüfeğini yere koydu. | Open Subtitles | ألقى أحد الجنود ببندقيته ليحمل أمرآة عجوز انهارت على الطريق |
Sporları taşımak için ampul kullanıyor. | Open Subtitles | انه يستخدم لمبات الاضاءة ليحمل الابواغ |
Her seferinde aile adını taşıması için sadece birini hayatta bırakmışsın böylece o senin katletmen için yepyeni bir nesil yaratmış. | Open Subtitles | ليحمل اسم الأسرة وينتج جيلًا كاملًا... |
Her seferinde aile adını taşıması için sadece birini hayatta bırakmışsın böylece o senin katletmen için yepyeni bir nesil yaratmış. | Open Subtitles | ليحمل اسم الأسرة وينتج جيلًا كاملًا... |
Trenler üretmiş ağır yükleri taşımak için. | Open Subtitles | "إنه من صنع القطار، ليحمل ما هو ثقيل |
Kitapları, öğle yemeğini taşımak için. | Open Subtitles | ليحمل الكتب, الغداء ... |