Yani bu adamları buradan dışarı çıkmak için 2 yola hareket ederken fark ettim. | Open Subtitles | لذا إكتشفت أن أؤلئك الرجال ذاهبون من طريقين كخطة للعبث بنا ليخرجوا من هنا |
Ancak gerçekte, dışarı çıkmaya ve onu sömürmeye imkanı olanlar tarafından, onlar için yönetiliyor. | TED | لكن في الحقيقه , يُدار و صُمم لهؤلاء الذين لديهم الموارد ليخرجوا ويقومون بأستهلاكها . |
Buyüzden de canlı bir şekilde dışarı çıkmalıydılar. | Open Subtitles | ذلك ما احتاجتاه كلاهما ليخرجوا بسلامة |
dışarı çıkın! | Open Subtitles | ليخرجوا الآن إلى الشارع |
Ki bunlara, bir hiç uğruna mahkum edilen ve suçsuz olduğu varsayılan ama fakir olduğu için kefaretle çıkamayan, bu nedenle parmaklıklar ardında haftalar ayları kovalarken mahkemeye çıkmayı ya da daha büyük olasılıkla dışarı çıkabilmek için savunma yapmayı bekleyen yaklaşık yarım milyon insan dahil değil. | TED | وهذا حتى دون اعتبار ما يقارب النصف مليون شخص المدانون بلا جريمة... والذين يفترض أنهم أبرياء، ولكنهم أفقر من دفع الكفالة للخروج من السجن ولذلك يبقون خلف القضبان لأسابيع وشهور، في انتظار أن تحال قضيتهم إلى المحاكمة... أو على الأرجح، في انتظار التماس ليخرجوا |
- dışarı. | Open Subtitles | -ليخرجوا! ليخرجوا! ليخرجوا ! |
Büyücüler dışarı! Büyücüler dışarı! | Open Subtitles | ليخرجوا السحرة |